hayat insanlara öyle fırsatlar sunar ki hemen hedefe ulaşmayı amaçlarız. bilmiyoruzki ona ulaşmak için nasıl bir strateji belirlemeliyiz. herşeyi bir anda elde etmek ne kadar sorunsuz gibi görünür ki. erken gelen planlamadan erken gelen başarılar insanın başını döndürecektir. birden yüklenen bu sorumluluklar artık karşımızda bulunan insanlara farklı göz ile bakmamıza neden olacaktır. artık onları küçük görmeye bile başlarız, çünkü; biz başarılıyız, ondan üstünüzdür. oysaki adımlarımızı atmadan önce bunun sonuçlarının neler olabileceğini biraz olsun düşünmek gerek. satranç düşünmeden oynanılmaz yoksa sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. bizde yaşarken bir sonraki hamlemizi düşünerek güvenli bir şekilde adımlarımızı atmalıyız.her ne kadar zorlansakta...
-hayati satranc mantigiyla yasamak istiyorum nalan
+haklısın cezmi bu kiloyla file benziyorsun zaten şah
-sende kaleye benziyorsun demek isterdim ama bolkonun yok mat
+adiiii
Hayattaki mutlululuğumuzu , üzüntülerimizi , acılarımızı , şaşkınlıklarımızı matematik formülleri gibi bir kalıba sokmaktan öte geçemeyecek pozitivist bir aklın irrasyonel çıkarımıdır. Oysaki hayat sonsuz olasılıklar içerdiği gibi size sunduğu fırsatlar ile hareketlerinizi de göreceli olarak sınırlandırmaktadır.Bir filin yapabileceği hamleyi bir at ile ya da bir kalenin yapabileceği hamleyi bir piyonla yapamazsınız. Aynı anda hem fil hem at hem piyon hem de kale olmaya çalışırsanız da mat olursunuz. Hayat nasıl hissediliyorsa öyle yaşanmalıdır...
her zaman bir sonraki hamleyi,o hamlenin doğuracağı muhtemel sonuçları ve o sonuçlara göre muhtemel hamleleri düşünüp kafayı sıyırmaktır. tamam hayat plansız yaşanmayacak kadar önemli ama her anını hesap etip kendi kendine zehir edecek kadar da değil.