Leo huberman'ın "The abc of socialism" kitabında ele aldığı bir konudur aynı zamanda çok irdelemiş rahmetli, okuyunca daha doğmamış zengin çocuklarına dahi düşmanlık beslemeniz olasıdır.
her ne kadar böyle bir yorum yapmak, bana düşmese de ve allahın gücüne gitmeyeceğini umarak, ahirette ise daha şanssız başlayacak çocuklardır. sonuçta elindeki şey bol ise, değerini bilmezsin. sağını solunu sevmezsin, para ya köle olursun.
para hayatta bir çok şey için şanstır evet. ama kimse hayata tam anlamıyla şanslı başlamaz. parası olanın başka sıkıntısı mutlaka vardır. hayat bu... kimse tam anlamıyla şanslı sayılmaz.
baba parası yemeye mahkum tipler oldukları için onur açısından hayata yenik başlayan zengin çocuklarıdır. çünkü hayatı boyunca belki de her şeye ebeveynleri sayesinde kolay yoldan sahip olacak ve bunlar için emek harcamayı bilemeyecektir. bir işi olduğu zaman halletmek için ailesinin hatrı sayılır arkadaşlarına gidecektir. her giyeceğin en iyisi giyip, cebinden para çıkmayacaktır. ne yazık ki bu hayat değildir. hayata hoşgeldin yerine pembe duvarların arasına hoşgeldin denmelidir.
aslında şanslı olmayanlardır. imkanlar onlar için çalışırken para üzerine kişilik oturturlar. şanslı denmesi için kendi ayaklarını yere vurmayı öğrenmiş bireyler gereklidir. gerekeni yaptıklarında gerçekten de şanslı veletlerdir.
zırf zengin olduğundan en efendisine bile ağır itamda bulunulan çocuklardir*, tek farklari ayşelerle fatmalarla değil melislerle çağlalarla arkadaş olmalaridir. genelinin mide hacmi anadolunun yağız delikanlisina oranla büyüktür.
halk arasında (bkz: piç) olarak adlandırılan, tek suçları zengin bir aileye üye olarak doğmak olan bu yavrucaklar, fakirlerden aradığı sıcaklığı bulamaz..*