sadece kendini tanıyabilmekle olabilen bir başarı.
çok garip, insan kendisini tanıyamıyor. saflıklarını, zaaflarını, kendince iyi niyet sandığı salaklıklarını tanıyamıyor. sonra kazık yedim hüüü, şeklinde ağlıyor.
insanlara hayır diyebilmektir, hayata tutunmak. kendine tutsaklık değildir, kendine söz geçirebilmektir.
bir dürtü olarak içimize yerleştirilmiştir. kimimiz kaybederiz zaman zaman. belki zamandır bize eden bunu. belki çevremizdekiler. belki kendimiz. ama hayata tutunmak hayatın kendisinde mevcuttur. hayata gelir gelmez emeriz onu hücrelerimize ve kolay kolay vermeyiz. ondandır hastalanınca korkuşumuz. ve hep biri ölünce aklımıza ölüm gelir.
şartlar zor da olsa direniriz. kimimiz karnını doyurmak için bi lokmanın peşinde gezer günlerce. afrikada çekilmiş o fotoğrafı belki hatırlarsınız:
afrikalı, bir deri bir kemik o çocuk, yerde sürünerek 1 km ilerdeki bm kampına ulaşmaya çalışıyor. tam ardında bir akbaba çocuğun ölmesini bekliyor. bu görüntüyü amerikalı bir gazeteci fotoğraf makinasıyla hepimize aktarıyor. ve daha da kötüsü o amerikalı, o çocuğu kurtarmadan ülkesine geri dönüyor daha sonra ise vicdan azabına dayanamayıp intihar ediyor.
mutlaka hatırlayanınız olmuştur ödüllü bir fotoğraftı bu.