--spoiler--
en çok hayatında hiç bir kız ile birlikte olmamış erkekleri kıskanıyorum, zira onların içleri halen dolu, yaşamlarına ödünç bir ruh ile bomboş devam etmek zorunda değiller, halen bir şansları var, aslında özenir erkekler, çok sayıda kız ile birlikte olmuş olanlara, ama bilmezler ki, hayatına soktuğun her kız bir şeyler alıp götürür giderken, hadi evinden aldıkları ve asla geri getirmedikleri; dvd'ler, kitaplar, fotoğraf makinaları bir şey değil de, içinden aldıklarını yerine de koyamazsın ki...
--spoiler--
[ Sözlük'te bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]
götürseler gene iyi.. götürmez kimse bişi.. götürse insan unutmuş devam eder..
oysa hepsi üstümüze attıkları suçları , buruşturulmuş hislerimizi alır beynimize adeta bi çöp gibi boşaltırlar.. aklın kara kutusu böyle böyle dolar.. bi gün biri gelip boşaltana kadar.. işte esas götüren odur.. bütün korkuları , geçmişin karalanmış müsvettelerini , eskizleri..
aşkı istiyorsan yenilmeyi göze alacaksın. düşüp dizlerini kanatmayı, ellerini kirletmeyi, kalbini delik deşik etmeyi, yere düşmeyi göze alacaksın.aşk, gelirken yanında senet sepet getirmez ki! kim sana garanti edebilir ömür boyu süreceğini? kim garantisini verebilir yaşayacağı yılların? yarın sabah uyandığında hala aynı kişiyi seviyor olacağının yeminini edemezsin çünkü bilemezsin.
aşk, yenilmeyi göze almaktır. her şeye rağmen, bütün riskleri bilerek, suya atlar gibi duygularının içine düşerek sonuna kadar yaşamaktır aşk; yani biraz cesaret gerektirir.
aşık olmak istiyorsan arkasına ama, fakat koymayacaksın! senin şartlarınla gelmez aşk dediğin; ayrıca istediğin maddeyi sırala alt alta, aşk onlarla hiç ilgilenmez.
aşkı hayatına istiyorsan, önce olduğu gibi kabulleneceksin ve buna kendinden başlayacaksın. başkasını doğal haliyle kabul etmek ve sevmek daha kolaydır çünkü işine gelmezse koyarsın araya duvarı, kimse geçemez. kendini olduğun gibi sevebilecek misin?
beğenmediğin yönlerinle önce kendini sevip hoş göreceksin. sonra aşkı kabullenmek girecek sıraya, ardından başkalarını oldukları halleriyle sevmeyi becereceksin.
teslim olacaksın yani; kadere, yaratana, neye inanıyorsan ona inandığın ve teslim olduğun gibi, bırakacaksın kendini aşkın kollarına
aşkla pazarlığa oturursan kaybedersin. ömür boyu sürecek, seni şöyle sevecek, şu şartlarla olacak dersen; daha uzun zaman beklersin. sonunda hep yanlış yola çıkar, aşktan da vazgeçersin.
aşkın aslında ne olduğunu öğreneceksin. aşk belki de, senin düşündüğün gibi değildir. bu ihtimali cebine koyarak yola devam edeceksin.
yenilmeyi, düşmeyi, darbe almayı göze alıyorsan aşka gideceksin. yoksa aşk sandığın yalnızlıklarda bir ömür boyu sürünüp, aşk diye hep başka yerlere küfür edeceksin!
hiçbirşey diye cevaplanası soru. insanlara hiç bir zaman yakın olmazsanız ve sadece yakınınızda olmalarına müsade ederseniz sizden hiç bir şey alamaz götüremezler. belki bir iki kitap, cd falan.
onlara verdikleriniz ve zorla aldıkları olarak ikiye ayrılır. en önemlisi zaman, güven ve duygularınızdır. hep bir sonrakine daha da eksilmiş olarak gidersiniz, sonuna kadar sürer bu.. tabii sonu varsa bu lanetin.
senden alıp götürdükleri şeyleri görünce sana kattıklarını göz ardı ettiğin şeylerdir. hayat tecrübendir, yaşamın acı ve tatlı yanlarıyla bir bütün olduğudur, seni artık daha da güçlendirdiğidir. aslında senden bir şeyler alıp götürmez, belki de sen büyüyorsundur, öğreniyorsundur sadece...
geri dönmeyeceğini anladığınız an sizi küfürlere boğacak olanlardır. örneğin benin hayatımı girip kitaplarımı alanlar benden pek bir küfür yemişlerdir. ulan ödünç kitap vermemeyi öğrendim sayenizde. sayenizde bir can dündar oldum be.