bir nevi kabulleniştir kimi zaman.
kimi zamanda mucizevi bir inayet. bir kişi, bir rüya, bir hırsla gelir.
kimi zaman çıkış yolu bulamadığınız bir süreçte yaptığınız son hamledir, şans yüzünüze gülerse şayet dönersiniz.
kendinize olan saygıyı yitirdiğinizi düşündüğünüzde bir tokat atarsınız kendinize, belki bir tokattır bazen.
çakıldığınız dipte debelenir, daha derine gitmeye başladığınız anda, bir elin sizi ters çevirip, en derinlerden güneşi tekrar görmenizi sağlamasıdır bazen de.
kalbin taşlaştığı göz bebeklerinin donuklaştığı, hayatın hiçbişeyi ifade ettiği ve hiç olunan anlardan geriye kocaman bir gri bulutun kalması ve onu gökyüzüne yollayıp yağmurun yağmasını beklemek ve yağmurun ardından elinde yağmur damlalarını biriktirmektir...
her yağmurun sonunda güneşin doğacağını bilmek ve güneş doğduktan sonra aynen bugün benim yaptığım gibi gökkuşağının üstünde olduğunu hissetmektir...
hayat dediğimiz şey bir karabasandan uyanıp güneşin doğuşunu tekrar seyretmektir!
sadece budur işte :
hayat üzüldüğümüz sıkıldığımız herşey sadece bir anı ifade eder ve hepsi gri bulutlar gibi gökyüzüne gider kaybolur zamanın içinde...
pencereni aç ve hayatının geçtiğinin farkına var, toprağın kokusunu , rüzgarın sesini , yağmurları hepsini farket çünkü farkına varmadan geçip gittiğin bu dünyadan eline kocaman bir hiç kalacak!