bütün gece ağlayıp şişmiş gözlerle kalktığınız bir sabah annenizin her zamanki gibi kahvaltıyı hazırlamış olması, akabinde bakkala gidip uykusuzu istediğinizde son bir tane kalması ve ona yetişmeniz. sevdiğiniz filmin cdciye gelmesi, yolda yürürken insanların gerçekten içlerinden gelerek gülümseyip selam vermesi. insanların her zamanki gibi hayatlarına devam etmesi. -olanca kirliliğe rağmen-
sırtında annesi ile hastaneye(acil servise) gelen gence yardımcı olmaya çalışan amcadır bu detay. oysa yürümekte zorlanıyor amca... amca hasta ve oradaki onlarca genç babayiğit amcayı alkışlıyor. veya o amcaya "sen otur amca ben yardım ederim kardeşime" diyen esmer genç... umut onların ellerinde, gözlerinde pek bir anlamlı...
bugün denize gittim. arkadaşımla denizde yüzüp eğlenirken, 9-10 yaşlarında biri erkek biri kız -sanırım kardeş- iki çocuğu gördüm. eğlendikleri belliydi. dibe dalıp ayaklarını üste getiriyorlar, kendi deyimleriyle "helikopter" yapıyorlar ve bunu en uzun süre yapmanın uğraşını veriyorlardı. birbirimizin konuşmalarını duyacak kadar yakınlaştığımızda ise sıkça söylenen "okey" ve birkaç kelimeden yabancı olduklarını anladım.
sonra yaşlıcana bir abla sokuldu yanlarına. çocukların annesiymiş meğer. çocuklar annelerinin verdiği güvenle bana selam verdiler. selamını aldım ve lise hazırlık sınıfından kalma ingilizcemle sohbet etmeye başladım. denizin temizliğinden, hollandada denize ayağını bile sokmanın imkansız olduğundan, güney sahillerimizi gezdiğinden bahsetti. sonra annesi de söze katıldı. 3 sene önce bir bina inşa ettiklerini, birkaç hafta tatile gelip memleketlerine geri döndüklerinden söz etti.
sonra ilk baş yapmamız gereken şeyi yaptık ve çocuklarla ben tanıştım. ismimi söylediğinde o kadar mutlu bir şekilde "memnun oldum" dedi ki anlatamam. meğer çocuğun türk birisiyle ilk konuşmasıymış. o mutlulukla çocuk oynamasına devam etti ve gitti.
dün akşam da çocukların bulunduğu bir ortamdaydım. ve inanın türk çocuklarıyla hollandalı arasında hiçbir fark yoktu. evet, insan çocuklardaki gibi sevgiyle dolu olduğu sürece sanırım hayat umut saçmaya devam edecek.
beş tane karıncanın küçük bir ekmek parçasını yardımlaşarak taşımaya çalışmaları. o sırada yanımda saçma sapan sebeplerden dolayı hayattan bezmiş bir arkadaşımın bulunması. bir karıncalara bir de ona bakmam. karıncaları örnek gösterip arkadaşı göt etmem. tabii umudu veren arkadaşın göt olması değil karıncalardır.
yağmur yağıyor güneş açıyor toprak kokuyor gece oluyor sokaklarda yağmurdan kalma sessizlik ve yalnız başına nemli sokaklarda yürümek huzur veriyor, umut veriyor hayatta güzel şeylerin olabileceğine dair ertesi günün yepyeni umutlara açılacağına dair...
öss'de güzel bir bölüm kazanırsınız. çok güzel hayaller kurarsınız onunla ilgili, mesleğinizi düşünürsünüz. ama bir süre sonra gün gelir ve kayıt olmanız, yurt bulmanız gerekir. bakarsınız ki elinizde yeteri kadar para yok, imkan yok. babanızla anneniz arasındaki sorunlar yüzünden kabak sizin başınıza patlar, aralarındaki hesap kavgası yüzünden size para göndermez o baba. sonra aniden çökersiniz, "buraya kadar geldim, bu sıkıntıyı hak edecek ne yaptım, okumak benim de hakkım değil mi?" diye... sonra msn'e geçer ve harabe gibi suratla konuşacak birilerini ararsınız. arkadaşlarınız sizi teselli eder, iki gün önce size düşman kesilen adam bile o an kurtarıcınız olur. sonra umudu tamamen kesersiniz, ama o anda bir şey olur. her ne kadar çok şey yaşamamış olsanız da, adeta melek gibi yetişen bir kız arkadaşınız size o büyük miktardaki parayı göndermek ister. kabul etmeye yüzünüz yoktur ama, gururunuzla geleceğiniz hakkında çatışmaya düşersiniz içten içe. size o parayı karşılıksız göndermeyi talep etse de siz yine de karşılığını vereceksinizdir vakti gelince. daha sonra buluşursunuz, ve ona sıkı sıkı sarılırsınız. sevinçten ağlarsınız adeta, meleklerin sizi yalnız bırakmadığını düşünürsünüz.
kardeşinizin size hevesle anlattığı anısıdır; *k: arkadaşlarla yürüyoruz. hani şu mendil satan küçük çocuklar varya onlardan küçük bir çocuk elinde topkek var. topkeki açışını, ışırışını görmeliydin. yuttuktan sonra * gözleri kapalı kafasını sallayışı.. inan o cocuğu bir daha görsem hiç düşünmem cebimde ki paranın hepsiyle ona topkek alırım.
tanımadığı o çocuğa karşı gözlerinde olşan saf sevgi ve merhamettir.
karşınıza uzun zamandır unutmaya çalıştığınız ama bir türlü unutamadığınız platonik aşkınızı unutturacak biri çıkması. sizi unuttturmaktan öteye gidip kendisine bağlaması.