Bir konuda birtakım kişilerle şikayet ediyorsanız ve o konuyu amire/ komutana/ patrona vesaire üst mercilere bildirecekseniz genelde diğerleri sizi öne sürerler kendileri de arkada dururlar. Azarı siz işitirsiniz onlar da "bizim haberimiz yok bu konudan, şikayetimiz de yok zaten" tarzı şeyler söylerler ve aradan sıyrılırlar. Olan size olur. Nasreddin Hoca'nın Timur'un fillerinden şikayet eden köylüler tarafından nasıl yalnız bırakıldığı fıkrası gibi. Kendinizi öne sürmeyin.
ismet inönü'nün atatürk'ün öldüğü sırada sürgünde olmasına rağmen birgün sonra cumhurbaşkanı olabilmesi. ve bunun ardından atatürk'ün cenazesine katılmaması, kendisini milli şef ilan etmesi, paralara kendi resmini bastırması ve ata'nın naaşını etnografya müzesi'nde yıllarca tutması. kader işte, yaptırmadığı anıtkabir'de yatıyor.
ayrıca baykal, sav ve ecevit gibi 1980 sonrası chp'ye damga vuran isimlerin inönü'nün prensleri olması da enteresan. zira menderes ve bayar'ı bulup seçen, vekil ve başbakan yapan atatürk. malum onların temsilcisi sonradan demirel. demirel'in prensi ise özal. ve bugün özal ekolüne sahip çıkan tayyo. sanki bugün atatürkçülüğe sahip çıkanlar biraz inönist gibi. irtica ile suçlanan sağcılar ise atatürk'ün prenslerine dayanıyor köken olarak.
garip bir silsile var.
Not: alıntıdır, adam haklı.
nefretin gücünün karşı koyulamaz olması..
kendi kendinin esiri olmak gibisi yok..
ağır siklet boksörünün devamlı seni yumruklamadı gibi..
hiçbir insani güç önünde duramıyor..
ne varsa eskilerde var.hafta sonu bir hasta oldum nereden geldiğini anlamadım desem yalan olur. müthiş bir stres, yük ve sağlıksız yemek yemek çığı gibi üstüme düştü.
o günde adriana lima gibi olacam ya diot lazere gittim vücütta tek kıl tüy bırakmıyor mübarek. oradan çık dişçiye git. neyse herşey normal en son gözlükçüde başım dönmeye başladı.
yemek ye diyorum. yok bir bulantı. eve gittim uyudum. uyandım. yok daha kötü oluyorum. saatlerce direndim.
dayım aradı. genelde bir kere arar açmazsam ısrar etmezdi. bu sefer içine doğumuş gibi beş kere aradı. açtım. zaten beni duyunca panik oldular.
o anda hayatta hiç bir şey artık gözümde değil. boşlukta yüzüyorum.
sonrası mı. yolda kusmalar. acil. iğneler serumlar. testler.
kanımda iltihap varmış bu ne lan. bakırköy'e sevk ettiler sonra. vs vs.. butun gece uğraş dur.
ertesi gün uyandım. teyzemin yolladığı tarhana çorbasından yaptım. annemin gönderdiği turşuyu açtım. gözlerim açıldı. ne varsa eskilerde var.
ev yapımı yemek lazım. kendine bakmak. eskiler hep uzun ve sağlıklı olmazmış boşuna.
yün giyerlermiş. yazın hazırladığı kavanozları kışın yerlermiş. sebzesi, hoşafı, eti, yumurtası.
bilgisayar başında durmaktan kamburlaştık. akşam spor yapsakta her şey sahte. bugün içimden kırlarda koşmak. çiçeklerin kokusunu içime çekmek geliyor.
yine klavye başında ne çok şey istiyorum. şimdi bu entry yi yavaşça gir. sayfayı kapat. ve çizimine geri dön. *
Günlük hayatta yazarların başına gelen olayların sonuçlarıdır. Belki bu tespitlerde daha önce başkaları da bulunmuş olabilir ancak daha önce bunu denemeyenlere önderlik etmiş olurum düşüncesinin ürünüdürler.
Toplum içinde olmadığınızda(evde falan) kol saatinizin cam yüzeyini avuç içinizin baktığı yöne çevirin. Bu işlem , saatin camının duvar vb. zeminlere sürtünüp zedelenmesini engeller.