insanı mutsuz eden, bazen amacını sorduran bazense küstürüp köşeye çektiren durumdur.
hayallerini gerçekleştirenlerin oranı nedir bilmiyorum ama biz o yüzdeliğin içinde değiliz sanırım.
Hayatta hiçbir zaman kafamızdakiler kadar harikulade şeyler olmayacagını henüz yeni anlamıştım der raif efendi.
Olmadık beklentileri düşünmek kaçınılmazdır ancak gerçekleri de göz ardı etmemek lazımdır.
sırf bu yüzden sınavlarım iyi geçse bile beklediğimden 10 puan altını söylerim ki kendime, eğer olur da bir sıkıntı çıkarsa çok üzülmeyim. ki bunun faydasını çok görmüşümdür psikolojik olarak.
ha bu her alanda gerçekleşmiyor tabi. ilişkiler konusunda, hiçbir şey beklemiyorsun, beklemiyorsun diye kızıyorlar. bekliyorsun, gerçekleşmeyince üzülüyorsun. onun formülünü çözemedim henüz, 8 yıllık mühendisim çözemedim.
hayat hiçbir zaman beklentilerdeki, hayallerdeki kusursuzluğu bizlere sunamayacağı için sonunda üzüntü getiren bir eylemdir. evet belki o kız/erkek de sana karşılık verecek, o okulu kazanacaksın, o arabayı satın alacaksın; fakat ya sonrası? dünya sıkıcı bir yer olmasın diye her zaman bir pürüz, bir bokluk çıkacaktır. hayatta mutlu olabilmek işte bu boklukları, pürüzleri çok önceden kabullenmekle başlıyor gözlemlediğim kadarıyla. bu dünyada yaşamayı sevmek; mücadele etmeyi, yeni beklentilere göre hayatını şekillendirebilmeyi gerektiriyor.
Aslinda yasamin gerekliligi icinde olan,cok da olasiliksiz olmayan seyleri bekliyoruz ama olmayinca da bir mucize olmamis gibi uzuluyoruz. Ben mesela normal bi yasam istiyorum herkes gibi sabah uyanip isime gitmek evlenmek her gun ayni insanla uyanmak gibi. Gecmiste olan seyleri arkada birakip devam etmek gibi. Hala özluyorum mesela hala ruyamda kovaliyorum onu bir kere opsem mutlu oluyorum ruyamda bile. Ozlemi birlikteliginden uzun olan bir insan nasil hala unutamaz o guzel gunleri en onemlisi hissettiklerini. Her seyi unutuyorsun da hissettiklerin baki kaliyor onlar hic degismiyor. Hala onun sana hissettirdiklerini ozluyorsun ondan cok.