bugün

Gülmüyorum amk.

Karşımdaki kişi sağlam bir espri yapmadığı sürece, komik bir yazı okumadığım sürece gülmüyorum. Kedi videolarına, kuş videolarına tebessüm bile etmiyorum. Sikmişim kedisini de kuşunu da.
Bizim evin yan tarafında bir inşaat var. Orada bir zamanlar benim çocukluk aşkım Kenan oturuyordu. Yani çocukluk aşkı dediysem, hani küçükken mahallede büyük abilere aşık olur ya kızlar, işte öyle bir şeydi yani yaşı baya büyüktü benden. Bugün o inşaatın yanından geçerken anneme "Çocukluk aşkım Kenanım buralarda mı acaba ne dersin?"diye sorarken kafamı bir çevirdim, köşede Kenan bana gülümseyerek bakıyordu. O kadar sıcak baktı ki o anılarım gözümün önünden geçti. Heyyyttt gidi yiğidim Kenanım küçükken hayta bir delikanlıydın şimdi ise cennet mahallesindeki toynak balinaya dönmüşsün.
Burunlarını birbirine dayayıp selamlaşan sevimli köpekler.
görsel

mesela bu minnoş çok güzel bir detay.

maşallah diyin. *
troll denen onospu çocuklarının seslerinin az da olsa kesilmesi.
migros'daki balıkçının bugün sana göre balık yok demesi.
Mesela bu başlık. Bana gülümsemenin ne kadar naif, ne kadar yumuşak bir his olduğunu, insanın içini bir anlık da olsa huzurla doldurduğunu hatırlattı.

Gülüşün, bir ömür. Gülüşün bir ömür.
Bugün hava çok güzeldi.
bu sabah kütüphaneye gelirken yağmurda ıslanmış kuru bir yer arayan bir sokak köpeği gördüm. ıslık çalınca durdu baktı, ona yem çıkartıp yedirdikten sonra yaklaşık 15 dakika kütüphaneye varana dek yanımda yürüdü , arabalardan korudu, başını okşatıp sevdirdi kendini.

günümü güzelleştirdi minnağım *
görsel
küçük bir çocuğun size bakıp gülümsemesidir. az önce yaşadım bu durumu ve bir anlık herşeyi unuttum.
görsel
geçen haftalarda yağmur yağdığı günden sonra, bir sokak arasında yürüyordum eve doğru; yol ortasında bir çukur birikintisinde kalan az bir yağmur suyunu içmeye çalışan kuşlar vardı. tam o sırada da karşıdan, yemek siparişi götüren motosikletli biri geliyordu, ben yaşlarında veya benden küçükte olabilir. kuşların su içtiğini gördü fren yaptı ve bekledi. sanırım bir dakika kadar bekledi, kuşların su içişini izledi.iyilik adına ders vermesi gülümsetti. hani yaşını almış birisinin bu tarz merhameti de göze çarpar ama, genç yaşta belkide ben yaşta bir kardeşimin bu hareketi daha anlamlıydı bence.
gülmekten yerlere yatıran detayların yanında lafı bile edilmemesi gereken detaylardır.

(bkz: cima esnasında allah dostlarını alimlerini düşünün)
görsel
bakın bundan daha minnoş bi detay bulamazsınız *
Öğrenci olaylarının yaşandığı günler... Polis, Diyarbakır’ da bir öğrenci evini basmış, bir sürü kitap toplamış, öğrenciler bir köşede sinmiş oturuyor, ama öyle pek de tehlikeli bir şey yok bulunanlar arasında. Çocukları asıl endişelendiren, arkalarındaki duvarda asılı Karl Marx resmi. Bir ara, polislerden biri sormuş:

- Ula bu kimin resmidir?

" Hah" demiş çocuk içinden, şimdi bittik...

- Dedemin resmi abi...

Polis sinirle dişlerini sıkmış, öğrencinin ensesine bir şaplak atmış:

- Ula hiç utanmir misen! Ha bele nur yüzlü, bele ak sakallı bir deden vardır... Kakmışsan komünistlik yapisen...
görsel
(img:#1668370)

:)
görsel
coffee.
Geçen günlerde kız kardeşim elinde jelibon yiyerek eve dönerken, yolda küçük bir çocukla göz göze geliyor. Çocuğun, kardeşimin elinde bulunan jelibon paketine dikkatli baktığını görünce, canı istedi herhalde deyip;
" yer misin?" Diyerek teklifte bulunuyor.
Çocuğun verdiği cevap;
" biz öyle şeyler yemiyoruz." Oluyor.
zararlıymış *
Kardeşim aldığı cevapla dumur oluyor. Bir çocuğa bir de eline bakıyor.
Yalnız detay şu; miniğin elinde cips paketi var, kereta cips yiyor.
Ama jelibon sağlıksız.
birkaç gün önce başıma gelen hadisedir efendim.

beraber yaşayan can ciğer kuzu sarması iki arkadaşım var. 18 ağustos'ta da evlenecekler hatta. ara ara onlara gidiyor, en koyusundan muhabbet çeviriyorum. evlerine giden ana caddede çok trafik olduğu için, aralardan kaça kaça gitmeyi tercih ediyorum bazı günler. bahsettiğim bu ara sokakların biri rampa. rampanın başında veya ortasında birine denk gelirsem yanaşıyor ve "dilerseniz sizi yukarı kadar bırakabilirim" diye teklifte bulunuyorum. genci, yaşlısı, kadını farketmeksizin yapıyorum bunu. birkaç gün önce yine böyle bir teklifte bulundum. tahminimce 11-12 yaşlarında bir çocuk. vakit: akşamüstü

- atla, seni yukarı kadar bırakayım

hiçbir şey söylemeden bindi arabaya. güvendi de kerata. biner binmez; "sağol abi" dedi. "sen de sağol" dedim. "ben niye sağ olayım abi, arabana alan sensin" dedi. "olsun, sen de sağ ol" dedim ve gülümsedim.

katedeceğimiz mesafe aşağı yukarı 200-250 metre falan. maksimum 30 saniye sonra inecek yani. bu arada çocuk ara ara bana bakıyordu, yan gözle görebiliyordum. "abi, durur musun?" dedi aniden. durdum. ıslık çaldı. ıslık çaldıktan kısa bir süre sonra küçük bir köpek geldi arabanın dibine. çantasını açtı ve poğaça çıkardı. poğaçanın yarısını böldü ve köpeğe verdi. köpeğin adı çakıl imiş, öyle seslenmişti zira. çakıl'ın kuyruk silecek gibi sallanıyor poğaçanın vermiş olduğu haz ile beraber. "tamam abi" dedi. devam ettim. düzlüğe gelince tekrar durmamı söyledi. durdum. arabadan inmeden önce;

"abi, ben normalde caddeden gidiyorum ama bazen çakıl'ı beslemek için buradan eve gidiyorum" dedi. "buradan geçtiğin zaman çakıl'ı sen de beslesene" diye de ilave etti. "beslerim tabii. hatta benim köpeğim var, çakıl'a o'nun mamasından veririm" dedim. tatlı tatlı sırıttı pomçik kılıklı. hiçbir şey demeden de indi arabadan. o günden beridir çakıl'ı besliyorum. hem zaten, bana çok yakın çakıl. aklıma geldikçe gülümsüyorum. çocukların tertemiz kalpleri sayesinde dönüyor bu dünya.

dostum benim, aklın çakıl'da kalmasın. mamayı çok sevdi bilesin.
yıllar yılı apartmanımızda oturan yaşlı komşu teyzemiz, havva teyzemiz geçen günlerde pazardan aldığı yüklü poşetleri taşıyamadığı için, bir parkın bankına oturmuş, telefonla annemi aramış. oğlun evdeyse poşetlere yardım edebilir mi demiş. bende evde kpss denemesi çözüyordum o anda. gittim poşetlerini taşıdım tabii. allah seni darda koymasın, ne muradın varsa versin oğlum dedi. sürekli teşekkür etti, haliyle gülümsetti, bir işe yaramış olmak mutlu etti.
Bir çocuğun karşılık beklemeden sizi sevebilmesi, öpmek istemesi sarılmak istemesi sevilmek istemesi.

Huysuzluğunun sebebini bugün beni hiç öpmedin diyerek açıklayabilmesidir.
sokak simidin kokusu.
Ya bu kanal çok tatlı değil mi ya..

https://youtu.be/jU2fyx0cqdI

Kız bi' de koreli resmen sevişmelik.