hiç geçmediğim bir sokaktan geçerken, iki küçük çocuğun diyaloglarına katılmak.
küçük kız hasta olmuş ve arkadaşına hastahaneye gideceğini söyler.çocuk ne diyeceğini bilmediğinden kısa bir sessizlik olur. ardından duruma benim müdahale edip erkek çocuğa, ona geçmiş olsun demesi gerektiğini söylemem ve küçük çocuğun ağzından çıkan, samimi bir geçmiş olsun kelimesi.üstüne bu kelimeyi kıza tanımlamak.geçmiş olsun ne demek biliyor musun? acımasın demek.
oysa farkı yaratan detaylardır asıl. lakin hiç kimsenin işine gelmediği için es geçer, günün birinde de duvara toslar kafa üstü, sonra da neden, niçin dememek lazım. hayat yapılan herşeyin faturasını keser insana mutlaka.
illa ki hepimiz, hayatımızın belli bir döneminde, önemli ya da önemsiz herhangi bir sebepten ötürü, pencereye vuran yansımasından televizyonu izlemeye çalışmışızdır. yapmışızdır bence, şimdi birden hatırlamayabiliriz ama, yani yapmışızdır bence. bilmiyorum bence yaptık.
Ölüm gerçeğinden kaçma! Eğer ölüm gerçeğinden kaçarsan, sevdiklerinin hiç ölmeyeceğini düşünürsen ya da öleceklerini hiç bir zaman aklının ucundan geçirmezsen,bir gün ölüm sevdiklerini elinden alınca ortada kalırsın ve yıkılırsın.
hayata nasıl nerede başladığınız nasıl hatalar yaptığınız değil hayatınızı nasıl bitirdiğiniz önemlidir. o son saniyede keşkeleriniz pişmanlıklarınız yoksa güzel bir hayatınız olmuş demektir.
ehliyet sinavindan cikan arkadasim sorularin birininde sekil oldugunu ve sekildeki polisin elini assaga yukari harek ettirdigini anlatirken(yavasla isareti heralde), tabi elini sekildeki polis gibi assagi yukari salladi. tam o anda onumuzde bi taksi durdu. ilginc bi rastlantiydi.