genellikle çöpçatanlık, chat ya da manita ayarlama potansiyeli olan sitelerde bulunan ve üye olunabilmesi icin kimi zaman zorunlu tutulan hedelerden biridir. Eger cok bi kasıntınız yoksa ivirzivir bi seyler yazar doldurup üyelik aşamasının bitmesini istersiniz. ama eger abazan duygularla girilmişse siteye olabildigince agdali, emrah-mahsunvari tarzda yazilarla doldurulur bu kısım.
yine de bircok kimse tarafinda geyige alinir, hayata bakis aciniz sorusuna "yamuk", "yandan", "90 derece" gibi espirik cevaplarin da verildigi görülmüştür.
bak şimdi dümdüz yaşıyorsun hayatı, hafif sağa meyillenmende fayda var yolun sonuna şahadetle varabilmek için, arkana bakmak yasak, dönmek daha da yasak, önünde engeli büyük tırlar, kamyonlar, çöp arabaları olabilir, onları geçmeye çalış. hayat yolunda seni ferrariler geçebilir, porcshler ezebilir, aldırma yola devam et. doğru yoldan sapma sakın! kestirme diye bilmediğin arkadaşların peşine yolu şaşırabilirsin, seni bozabilirler, egzoz boruna patatez felan tıkarlar, ya da yağmurlu günde sileceklerini kırarlar mazaallah. sen kendi yoluna bak kendin ol! şahinsen, şahin, opelsen, opel, pugeotsan, osundur kendini bir ferrari gibi göstermeye çalışma. doğru yol senin olsun her zaman.
we sona geldin!
oto mezarlığı;
*abi bu arabayı parçalamaya alıyomuyuz?
-ondan bi b*k olmaz oğlum hurdaya çıkmış ezdirin gitsin.
hayır ne bekliyodun yani?.
hayata bakış açıları değişir, önemli olan ne kadar sapıtabileceğini bilmek.
anlata biliyo muyum? (insanız lan biz.. zönkk! az şükür çekin.)
hayata bakılan penceredir, olayları yorumlayıştır.
yaşanılan birçok olaydan sonra değişen açıdır. önceleri sevecensindir, başından bir ton olay geçer. her şeyden soğumaya, nefret etmeye başlarsın. sevebilecek bir şeyler var mı diye bakarsın etrafına buğulu gözlerle. pek bir şey yoktur. sonra ailen gelir aklına. annen, baban, ablan. hayata sarılmayı denersin sonra. başarabilirsen ilk evrelerde, atlarsın kısa zamanda.
"Baktığın açı seni memnun etmiyorsa ya da herhangi bir şekilde bir sonuca ulaştırmıyorsa bakış açını değiştir" derler.
fakat şu bir gerçektir ki;
bir boka bakıyosan ne taraftan bakarsan bak bok boktur.
sen dersin ki "baktığımız bok", başkası der ki "üzerindeki kelebek ne kadar hoş."
bana boka bakmak yerine kelebeğe odaklan diyen herkese "hey millet, kelebeğe bakanlar! burası leş gibi bok kokuyor!" demek istiyorum.
Herkes hayata başka bir pencereden bakar ve bu yüzden herkes olanı birbirinden farklı görür. Bakış açısı dediğimiz şey tam da bu penceredir işte. Belki de senin manzaran herkesinkinden güzeldir, ama bakmaya penceren yoktur.