--- spoiler ---
kitabın adı: hayat ve hatıratım 1 rıza nur kendini anlatıyor http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=85300 http://tr.wikipedia.org/wiki/r%c4%b1za_nur http://www.bilimfelsefedin.org/?p=1150
yayına hazırlayan: abdurrahman dilipak
işaret yayınları
1992, istanbul
baskı, gümüş ofset, mayıs 1992
564 sayfa
60 tl
(...)
sayfa 73:
ailece, rivayete göre, bu ceddimiz çocukluğunda ekmek yerken çok ufalarmış, bundan kendisine kedi, sonra imam olunca "kedi imam" denmiş! bu da ailemize lakap olmuştur. kedi imamgil derler. sonra kedi kalkmış, imamoğlu olmuştur.
(...)
sayfa 108:
livata eğilimi! ben sonra anladım ki, bu çocuğa aşık olmuştum.
(...)
sayfa 109:
şengül hamamı! şengül kelimesi gulam, gulampara manasına farisi olup mef'ul çocuk demektir.
(...)
sayfa 153:
septik adamım!
(...)
sayfa 188:
semavi bir şey aradım. "nur" buldum. bizde nuri, fakat nur yok. dedim: nispetlisi olunca aslı evleniyetle olur. artık rıza nur imzasını koydum.
(...)
sayfa 526:
ali kemal, sabah gazetesi'nin başında!
......................
kitabın adı: hayat ve hatıratım 2 rıza nur inönü kavgası
yayına hazırlayan: abdurrahman dilipak
işaret yayınları
1992, istanbul
baskı, gümüş ofset, mayıs 1992
532 sayfa
(...)
sayfa 73:
erhan löker: bu türk'ün eski ergenekon efsanesini hatırlatır. işte dr. rıza nur bey'in karakteri, yirminci asırın ergenekon'u olmuştur. 3 mayıs 1944'de komünist tesirinin artmasına karşı ayaklanan birkaç bin ankara'lı milliyetçi genç, bize ergenekon'dan çıkışı temsil etmektedirler.
(...)
sayfa 116:
dr. rıza nur'un karakterinin iki büyük çizgisi vardır:
1- türkçü ve vatansever olması
2- "egecentrique" bir ruhi yapıya malik bulunması!
bu ikisi birleşince karşısına çıkana şiddetle hücum etmekte ve bilhassa rakiplerinin türklüğünden şüphe etmektedir. bu sebeple ona göre rauf orbay abaza, ismet paşa kürt, abdülhalik renda arnavut ilaahiri...dir. kendi emsali ve üstünleri arasında hakaret etmediği tek insan mareşal fevzi çakmak'tır. ona da "kuzu paşa" demektedir.
(...)
sayfa 186:
hilafet işinde mustafa kemal: "ben laik hükümet yaptım!" o laik ne demek manasını bile bilmezdi.
(...)
sayfa 307:
yahudi'ye kızdım ve dedim ki: "ulan domuz yahudi!" yediğin türk nimetleri gözüne dizine dursun, git o seni yollayanlara söyle!
(...)
sayfa 319:
ingiltere bir hayvandır!
(...)
sayfa 326:
frenkler de aşikar söylüyorlar: "türkler her şeyde iyi, fakat iktisat ve maliyede sıfır!"
(...)
sayfa 443:
rauf bana 'la, naam' (evet - hayır) demedi.
(...)
sayfa 496:
alınacak mütehassıslar alman ve avusturyalı olmalıdır.
(...)
sayfa 497:
en iyi tahsil almanya'dır.
(...)
sayfa 518:
biz şiddetli türkçü nasyonalistiz.
(...)
sayfa 521:
bunların kemalizm adı koydukları asrilik deliği ile öyle züppeler türedi ki, insan hallerine bakıyor, hem gülüyor hem ağlıyordu.
(...)
kitabın adı: hayat ve hatıratım 3 rıza nur atatürk kavgası
yayına hazırlayan: abdurrahman dilipak
işaret yayınları
1992, istanbul
baskı, gümüş ofset, mayıs 1992
532 sayfa
(...)
sayfa 77:
mustafa kemal, "korkmayın! orada rıza nur var. o vaktiyle devleti komünistlikten de kurtardı. şimdi bu vaziyeti de kurtarır" demiştir.
(...)
sayfa 105:
hasta olacak ve her gün 13'ün uğursuzluğu hayali altında inleyecek, uyku uyuyamayacak. lakırdıyı kestim.
(...)
sayfa 141:
vakıa yahudiler sünnette "lecan" denilen hasefenin altındaki deriyi keserler, müslümanlar ise kesmez. bunu herkes bilmez, hatta hekimler. ben ala bilirim, mütebasbısım ve vücudum o anda burada bir nimet.
(...)
sayfa 159:
"enver paşa dedim, siz türk müsünüz? rus musunuz? gelmişsiniz ruslar'ı müdafaa ediyor, bize yer terk ettirmek istiyorsunuz. sizin bizimle veya ruslarla müzakere için bir resmi sıfat ve selahiyetiniz var mı? bir daha böyle işlere karışmayınız!" o azametli general, kendini mümtaz bir mahluk zanneden, daima alkışa alışmış olan, vücuduna kurşun işlemez kanaatında olan bu adam kül gibi oldu. kızardı, bozardı.
(...)
sayfa 191:
casuslar hep böyle, arnavut, boşnak, çerkes gibi şeylerdir. ibret!
(...)
sayfa 223:
rauf'un hayatı da mustafa kemal ile rekabet ve zıddiyet! bunu da daima yapıyor. hem de çirkin bir şekilde. iki yüzlü.
(...)
sayfa 223:
ikinci grup ve darbe planları! hem de ikinci grupa girmemiş, fakat mustafa kemal'e muarız birçok meb'us daha var. muhalifler ekseriyeti yapıyorlar. mustafa kemal ne derse iyi veya kötü reddediyorlar.
(...)
sayfa 231:
bir gün ismet gelmiş, bana hamdullah suphi'den şikayet ediyor. ne olmuş? hamdullah orduya gitmiş, dolaşmış, ismet de kolundan tutup ordudan kovmuş, "ne oldu?" dedim. "ne olacak? orduda nutuklar söylüyor. hep kendisini meth ediyor. orduda propaganda yapıyor" dedi. bu da tuhaf! hakikaten hamdullah'ın başka bir işi yoktur.
(...)
sayfa 249:
enver için "ömründe asla fuhuş yapmamış" derlerdi. şimdi mektuplar aksini ispat ediyor.
(...)
sayfa 311:
mustafa kemal'in yanındayım. yunus nadi geldi. mustafa kemal: "hidiv işini ne yaptın?" dedi. o da: "herifi yola koydum. size getireceğim" dedi.
(...)
sayfa 315:
yine latife'nin rivayetine göre...
(...)
sayfa 322:
falih rıfkı grubu amerika seyahatinden 18 bin lira aldı. fakat davet eden hükümetin misafiri. masraf etmemiş. yağma hasan böreği.
(...)
sayfa 360:
anadolu'da milli hareket başlayınca, mustafa kemal'e de: "rıza nur ve lütfi fikri ile çalış, bunlar namuslu adamlardır" diye yazmıştır.
(...)
sayfa 361:
orada baktım biri: "beyefendi!" diye bağırıyor, refi cevad!
(...)
sayfa 403:
mustafa kemal portre: bütün davası milli harekette her şeyi kendi yapmış olmasıdır. dahidir!
(...)
sayfa 479:
bundan üç yıl evvel paris'te şunu işittimdi: memleketin her tarafında halveti, nakşibendi derviş ve şeyhleri geceleri gizlice toplanıp zikrediyor ve birazdan "allah mustafa kemal'i kahretsin! mahvetsin!" diye dua ediyorlarmış. bu haber üç yıl evvel bana paris'e kadar geliyor da, bu adamlar bugün haber almışlar. işte dirayetlerine maddi bir delil. vakıa devlet işinde müthiş hataları vardır. onda gafletleri çoktur. fakat mazurdurlar. çünkü bu işle candan meşgul olamazlar.
(...)
sayfa 499:
yakub kadri "ismet'i sevmem ama gazi giderse ismet'e sarılmağa mecburuz" diyormuş.
(...)
sayfa 501:
yakub kadri'ler diyorlarmışlar ki, "gazi'nin etrafı tulumbacı. eğer ismet'le vuruşursa ismet tarafını tutmağa mecburuz. sevmiyoruz ama böyle."
(...)
sayfa 551:
rıza nur'u jurnalleyenler! paris'e geldiğimden iki yıl sonra beni mustafa kemal'e jurnal etmeye başladılar. şaşılacak şey ki, bunların içinde 150'liklerden de beni jurnal ediyorlar. ezcümle, ref'i cevat uydurup yazıyorlar.
(...)
sayfa 555:
rıza nur boşanıyor! 19 yıl sonra karısı iffet onu başka erkek (!) için terk ediyor!
(...)
sayfa 559:
karının başımdan define memnun oldum. fakat bu aynı zamanda fena tesir etti. iskenderiye'ye geldiğim vakit tartıldım.
(...)
sayfa 559:
onlara para ile eserlerimi tebyiz ettirdim. ciltlettim. bir kısmını berlin devlet kütüphanesi'ne, türk bilig revü'süne beşinci nüshaya (1935 yılı numaralısı) kadar bastırdım. dört beş aydır da hatıratımı kendim kopya kağıtları ile müteaddid nüshalar olarak yazdım. bugün yani 12 mart 1935 cuma günü bu da bitti... şimdi bunları eve bir mücellid getirip ciltleteceğim. alıp avrupa'ya götüreceğim. emin yerklerde saklatacağım. bunu da yaptığım gün gönlüm büsbütün rahat olacak.
.......................
vaziyet analiz?!
rıza nur’un ‘hatırat’ından en anlamalıyız?!
küfürbaz, hain, müptezel bir dedikoducu mu?!
yoksa?!
elcevap:
rıza nur’un “hatırat’ından nitelikli bir casus olduğu ortaya çıkıyor!
aynı zamanda, cumuriyet’i ilan eden irade ile çok sıkı fıkı!
yani?
bir ara ismet paşa’nın yanında gazi hakkında çok ağır laflar ediyor, tepkisine bakıyor!
ismet paşa da ters ters bakıyor, rıza nur “neden öyle baktı anlamadım” diye yazıyor hatıratında!
o bakış şu manaya geliyor:
“beni de mi yokluyorsun, sınıyorsun rıza!”
rıza nur, “yeminli muhalif”?!
cumhuriyet'in fouche'si!
edgar hoover'ı!
rıza nur aynı zamanda “septik” ve “nevrotik” bir kişiliğe sahip!
cinsiyet sapması var!
homoseksüel ve/veya biseksüel eğilimli!
yani, iddialarını asitlemesi de çok kolay!
özetle, nitelikli nitelikli istihbarat elemanı!
casus!
dönemin güncel tarihini “hatırat”ında, günümüz “televole dili” ile anlatmış.
dönemin wikileaks’i!
ne kadar işlenmemiş çöp bilgi var ise “hatırat”ta yer alıyor.
kim demiş, kimin hakkında ne demiş?!
rıza nur, kim, kimin hakkında ne düşünüyorsa, açık seçik en pespayesinden kayda geçirmiş.
kaydı tutulan hatıratta, kişiler hakkında dile getirilen iddiaların gerçek olup olmaması önemli değil; önemli olan kim, kimin hakkında ne diyor, ne düşünüyor?
özellikle de gazi, ismet paşa ve fevzi paşa hakkında!
rıza nur’un “hatırat”ı için bir "istihbaratçı"nın dörtte biri açık edilmiş günlüğü de denilebilir!
nitekim…
osmanlı parçalanmış!
ingilizler, savaşı kazanmış ama büyük ekonomik sıkıntı içinde!
almanlar kaybetmiş ama "turan" iddialarından vazgeçmiş değiller!
fransızlar, ulus devlet, laik rejim ihracında!
saltanat ve hilafet'i kurtarmak için yola çıkan "irade" de varılan noktadan memnun değil!
tatmin değil!
işgal güçleri vatanı terk etmiş ama içerde parça kalmış!
bu kapsamda, cumhuriyet'i ilan eden irade, muzaffer ama ciddi ekonomik sıkıntıları var!
hal böyleyken...
rıza nur, “hilafet, saltanat yanlıları”nın, yani “gazi ve arkadaşları”na ölümüne muhalif olanların safına geçiyor!
onların ağzı ile o cenahın içinden onların jargonu ile konuşuyor!
gazi’nin aile kökeni, yaşam tarzı, en ağza alınmayacak iftiralar, hepsi kitapta yer alıyor.
rıza nur da bunlar doğrudur demiyor, aynen karşı tarafın ağzı ile tekrarlıyor.
aynı zamanda piyasada dolaşan ingiliz, fransız, rus, alman vb istihbarat servislerinin gazi ve arkadaşları hakkında çıkarttığı dedikoduları adres vererek kayda geçiriyor.
rıza nur’un hatırat’ı ve/veya güncesi üzerinden asıl dikkate alınması gerekli husus; kullandığı dil, ettiği küfürler değil, gazi’ye, laik cumhuriyet’e muhalif olanlarla ilgili tuttuğu notlar!
başkomutan’a geçtiği çok özel kriptolu mesajlar!
ki…
hatırat’ta yer alan en pespayesinden “iddialar” analiz edildiğinde ya tarih ya da isimler tutmuyor.
rıza nur, tüm anlatımlarının çözümlemesinde; kerhen de olsa gazi, ismet paşa, fevzi paşa dışında bir çözümün de imkansızlığının altını çiziyor.
muhalif çevrelerde bu düşünceyi seslendiriyor!
gazi,’ye sadakatleri üzerinden eleştirdiği yalaka, kuzu vb sıfatlar taktığı ismet paşa, fevzi çakmak gibi isimlerle ilgili değerlendirmeyi tersten okuduğunuzda, bu üçlünün arasından su sızmadığı, hiçbir dedikodunun da netice vermediği, veremeyeceği sonucu çıkıyor!
zira…
rıza nur, hatırat’ında küresel aksta bağlantılı olduğu adresle de açık bilgi veriyor.
tm & alman istihbaratı!
ii. dünya savaşı öncesinde, 150’liklerin içinde, avrupa'nın göbeğinde, birinci elden istihbarat savaşlarına dahil olmuş!
oynamış, yönlendirmiş, ankara’da bağlı olduğu adresi birinci elden bilgilendirmiş!
kaide neydi; “istihbaratçı bulunduğu ortamı yaşar!”
rıza nur da bu kapsamda, cumhuriyet muhalifleri ile iç içe bir hayat sürmüş!
ezcümle; “gördüklerinin yarısına, duyduklarının hiçbirine!”
sözün özü:
rıza nur’un hatırat’ı üzerinden anlaşılması ve akılda kalması gereken husus şu:
küfreden rıza nur değil, laik cumhuriyet’e karşı olan çevreler!
rıza nur o çevrenin içinden, başarılı bir istihbaratçı olarak güvenlerini kazanmış bir vücud dili içinde yazıyor.
birilerinin gazi'ye, ismet paşa'ya küfrediyor olması, iftira atması neticeyi değiştirmez!
rıza nur'un hatıratında yer alan argümanlar üzerinden operasyon yapmaya kalkışan herkesin elinde o doneler patlar?!
neden?!
karşılaştırmalı tarih ve/veya kayda geçirilmiş anılar üzerinden hadiseye bakıldığında o iddiaların hepsi asitleniyor!
o halde bu “hatırat” ne diye yazılmış diye sorulacak olursa, cevabı ortada!
ii. dünya savaşı ve/veya kıyamet öncesinde, çankaya savaşları kapsamında atatürk sonrası çankaya’ya yani ‘kıyamet’e hazırlık!
rıza nur’un kitabı, rant peşinde koşan, gazi’nin, ismet paşa’nın etrafında dolanan “aferistler”e gözdağı!
kıssadan hisse:
rıza nur, tartışmalığı kişiliği ile cumhuriyet karşıtlarının dahi sahiplenmesi mümkün olmayan nitelikli bir şahsiyet!
ne var ki, aynı güruh yani derviş vahdeti’nin torunları yine aynı ağızla küfretmeye, etrafa irin saçmaya devam ediyor!
mazi kalpte bir yaradır!
demem o deme değil şu deme:
bakmak ve görmek iki farklı eylem!
2012 kıyamet ve/veya çankaya savaşları kapsamında; akp özel örgütü ve/veya akp & gülen iktidarı içinde de yürekten laik cumhuriyet’e bağlı, “neo rıza nur”lar yani rejime yürekten bağlı "yeminli muhalifler" var.
2012 "çankaya savaşları" kapsamında da, çağın ruhuna uygun sesli, görüntülü, yazılı notlar tutuldu!
rıza nur hatırat’ının sonunda, “yazdıkları yazmadıklarımın teminatıdır” mesajı veriyor.
hülasa, gazi’nin ardından ismet paşa o güne kadar görülmemiş bir oybirliği ile cumhurbaşkanı seçiliyor! http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=199515 http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=199611
ezcümle, bugünün hikayesi geçmişte yazıldı!
nokta!
--- spoiler ---
Rıza nur 4 ciltlik kitabın ilk iki cildinde kendi hayatını ve hatıralarını, üçüncüsünde inönü ile ilgili anılarını son cildinde ise Atatürk ile ilgili anılarını anlatır. Bu kitabında her ikisine de ağır ithamlar mevcuttur. Anılarında inönü'nün Kürt, (bkz: Abdülhalik Renda)'nın Arnavut, Rauf Orbay'ın ise Kafkasya kökenli olduğunu iddia etti. Mustafa Kemal'in ise I. Dünya Savaşı'nda hızla yükseldiği Çanakkale cephesinden beri Almanlarla işbirliği yaptığını öne sürdü.
Anılarını 1935 yılında, British Museum'a, ölümünden 25 yıl sonraya kadar yayımlanmamak kaydıyla gönderir. Altındağ Yayınları tarafından mikrofilm olarak getirilen "Hayat ve Hatıratım"ın ilk iki cildi, 1967 tarihinde tek cilt olarak ve sansürlü bir şekilde yayınlanmış olmasına rağmen 5816 sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu kapsamında toplatılmıştır. Bunu üzerine, yayınevi son iki cildi aynı yıl içinde ayrı ayrı ciltler halinde sansürsüz bir şekilde yayınlanmış, ancak bu ciltler de toplatılmıştır. Yıllar sonra ilk üç cilt sansürlü bir şekilde tekrar piyasaya sürülmüştür. Kitabın orijinali ve sansürsüz baskısı Türkiye Cumhuriyeti'nde yasaklanmıştır.
rıza nur'un lozan'da azınlık statüsünü neden yalnızca gayrimüslimlere vermek için heyetlerin kıran kırana mücadele ettiğini anlattığı pasajda bunun sebebi olarak alevileri ve kürtleri gayrimüslim sayılmasına engel olmak şeklinde açıkladığını okudum bir yerde. kendim okumadım ama adamın meşrebi düşünülürse pek şarşırtıcı bilgi değildir.
ayrıca mustafa kemal ile ilgili söyledikleri "ohhhaaa" tepkisi verdirir.
tahrif edildiğine ilişkin iddialar olan hatırattır aynı zamanda. kaldı ki tarih yazımında hatıralardan faydalanılır ama onun üzerine tarih yazılmaz.
fesli ve tayfasının kutsal kitabıdır.
öncelikle bu kitabın dr. rıza nur'a ait olduğuna dair kanıt yoktur.
ne hikmetse söz konusu hatıratlar 1968 yılında ingiliz istihbaratı tarafından fesli kadir'e verilmiş, aynı yıl fesli yayımlamıştır.
bu sözde hatıratların ingiliz istihbaratında olmasının sebebi ise iddiaya göre dr. rıza nur tarafından 1935 yılında 25 yıl sonra yayımlanması koşuluyla british museum'a verilmesidir. (bu iddia british museum tarafından doğrulanmamıştır.)
peki hatırat başka nerede var? fransa ulusal kütüphanesinde. lakin orada şöyle bir tutarsızlık mevcut. dr. rıza nur 1942 yılında ölmesine rağmen ulusal müzedeki nüsha bilinmeyen bir kişi tarafından 1949 yılında teslim edilmiştir.
yapılması gereken şey british museum'da bulunan nüshadaki el yazısı ile dr. rıza nur'un el yazısının karşılaştırılmasıdır. o zaman böyle bi hatırat gerçekten var mı, yok mu hepimiz kolaylıkla öğreneceğiz.