hayat kısa madem planlar da anlık olmalı, öyle zamanlar oluyor ki bir gün sonraki yapılmak istenen şey yapılamıyor. sonuçta olacaklarla bir sözleşmemiş yok ya!
neyse efendim hayat uzun vadeli planlar yapmaya gelmiyor. size bu çıkarıma neden olan olayımı anlatayım.
günlerden salı(08,10,2013) sabah(ikinci öğretim olunca 13-13.30 gibi) kalktık. ders 17'de. neyse kahvaltı falan derken 14.30-15.00 oldu saat.
akşama bir yemek hazırlayayım da gelince yeriz dedim. sıra bendeydi. ilk kuru fasulye yapmak geldi aradım annemi bir güzel tarif aldım. baktım ki evde fasulye yok.
patates yemeği yapayım bari dedim tekrar aradım. bu daha basittir bilen bilir. işte yemek tam pişti saat 16.00 oldu. otobüsle gitmek için bir saat önceden yola çıkardık malum belli olmuyor.
yemeği yiyemeden çıktık arkadaşla. akşam yeriz* dedik. gittik okulda yedik bir şeyler. derken ders bitti. bir başka arkadaş daha bulduk bir yerlere gitmeye karar verdik.
neyse arkadaş bizi bir pilavcıya götürdü. mekan da mekan yani tam oturup kafa dağıtmalık. hava hafiften soğuk bir şal istedim, geldi. pilavı yedik işte şöyle bir yaslanıp çay içelim sigara tüttürelim dedik.
bir sonradan katılan arkadaş içer otobüse bindiğim içmez. geldi çaylar. biraz ortam oldu işte kafaları dağıtıyoruz. bu arada iki sigara bitti. bir çay daha istedik. gelmeden sigaramı ve müziğimi(müzik gerçekten efkarlandırır.) hazırladım.
arkadaşın kulaklığını da aldım. çay geldi. yaslandım ardıma. açtım müziği. çektim bir içim sigaradan koydum küllüğe. şarkı tam söz kısmına girmek üzere. baktım telefon çalıyor: yabancı numara.
açtım biraz da tereddütle.
+alo kimsiniz?
-abim ben .. napıyon?
+hiç öyle arkadaşlarla oturuyoruz.
-kafabimillon abim nenen öldü gel gelebiliyorsan bugün.
+ne?
-..
+tamam geliyorum
baktım şöyle bi'. müzik yarım, sigara yarım, çay yarım, muhabbet yarım... yarımım her şeyle.
kalktım hemen arkadaşlar anladı bir şey olduğunu. 2 saat sonra buldum otobüsü gittim eve. 1 gün sonra geri geldim. üniversite derslerinde sıkıntı yaşamayım diye.
planlarım hep kısaydı oysa. kısa bir efkar dağıtmak dinlenmek falan. hatta diğer gece konsere gidecektim de. planlar kaldı. yıkıldı bir anda.
bilmiyorum üzülmedim. şaşırdım sadece, aklıma "ölüm olgusu" geldi bir kötü oldum. annemi babamı kaybettiğimi düşündüm. tuhaftım kötüydüm. bitkindim. yarımdım.
o otobüs yolculuğunu heralde hiç unutamam. 1,5 saat peşinsıra beyin fırtınası yaptığım tek yerdi orası. kendimin kurup kendimin oynadığı şeyler ne kadar fazlaydı. hayata uzun planlar fazlaydı.