türk toplumu gibi korkuyla bastırılıp öğrenilmiş çaresizliğin esiri bir topluma öğretemeyiz. hayatta kalma içgüdüsüyle tüm korkuların ve algı manipülasyonlarının kölesi olurlar.
hayat, risk almak demektir. doğada hayvanlar her bir çatışma, kavga, yaşamkalım mücadelesi içindedir.
sokak itleri öğretilmiş çaresizliğin kölesi olanların korkusudur. ve karanlıktaki öcülerden, hayallerden korkanların korkusudur. var olmayan bir şeyden korkarlar. mesela, sokak itinin arkasından, masaya koyacağı bıçaktan, kükremesinden, savunma haline geçmesinden v.s. hava gazından korkarlar.
sokak itine kendi teknikleriyle kendi gücünüzle dalarsanız, karşınızda hayallerden korkan türk toplumunun bir üyesi oluverir o. türk toplumu budur. bir alt kademedeki hep bir üsttekinden korkar.
sokaktaki itlerden korkanlarla arkadaş olmamak gerek, bu bir.
sokaktaki en ağır denen, ucuz sikik kavgaların allah'ını doğada yaşayan her hayvan, canlı başka bir hayvana, canlıya karşı her an, ölene dek yapıyor. ölene dek tetikte savunma ya da avcı pozisyonunda yaşayarak.