cevabı bilinmeyen soru.
aynı zamanda "hayatın rengini buldum" diyen birisinin ortaya çıkması halinde bile "göreceli bir tespit" olarak kalması muhtemel olan sorudur efenim..
(bkz: cevapsız sorular)
hayat renksiz. fırça , boyalar senin elinde. ha boyayamazsın o ayrı.ya kıyamazsın duruluğunu kirletmeye , ya da boyalarına kıyamaz , sahte duruluğuna tercih edersin hayatın onların koyu renklerini.beceremeyeceğinden korkarsın yahut fırça elinde öylece kalakalırsın.sonra hayatına giren herkes bir renk yakıştırır kimi gözlerine kimi gülüşüne kimi düşlerine ve boyayıp gider.en sonunda sana sadece düşünmek kalır gülüşün ne renkti?
hiç denediniz mi bilmiyorum? bir kağıdı çember şeklinde kesin. yarısını siyah yarısını beyaz boyayın. merkezden geçen bi ip bağlayın. çekip bıraktıgınızda dönmeye başlıyacaktır. bu dönme aslında göz retinamızı yanıltır ve gökkuşağı renklerini göreye başlarız. aslında var olan sadece siyah ve beyazdır. tıpkı dünya gibi. o döndükçe biz yanılıyoruz ve retinamıza oyunlar oynanıyor..
hayatın rengine dair ilk hatırladığım çocukluğumda en çok sevdiğim pijamamın sarısıydı.güneş de sarıydı kuzenimin saçları da ama ben o sarıyı değil, pijamamın sarısını severdim. çok sonra beyazı sevdim ilkokul öğretmenimin gülen yüzüne yakışan o ak saçları için... sonra beyaz benim için aşk oldu... o farklı ütopik aşkı yakaladım dedim, şiirlere yazdım kimseler bilmese de ben efsanevi bir aşk yaşıyordum ve herkes aşka kırmızı derken ben beyaz güllerin yapraklarında ki çiğ tanelerine sığdırıyordum en güzel aşk sözlerimi. dedim ya farkı arıyordum ve farklı olmak zordu. bende ömrümü vad ettiğim efsanevi aşkımı biraz zorluyordum. neden mi? bizim oralarda çiçekçilerde beyaz gül bulmak zordu.
çok sonra haylaz bir çocuğun boyama kitabına benzettim hayatımı. ne boyanan kitap bir şeye benzemişti ne de ellerimin boya olmasına değmişti.şimdilerde gri gibi hayatım... beyazlamasa da saçlarım ilerledikçe yaşım yetişkinliği yaşlılıkla harmanlıyorum. dedim ya bu ara benim hayatım gri gibi; ama bakıyorum sadece gri boğuyor içimi... o yüzden bazen pembeyi koyuyorum yanına genç kızlık hayallerim için. bazen maviyi koyuyorum geleceğe dair umutlarım için. bazen kırmızı, artık büyüdün sende aşkı herkes gibi yaşa diye. ama kim derdi ki çocukluğumda bir bez parçası için seveceğim sarıyı şimdi banknotlar için seveceğimi düzinelerce 100 tl'yi temsilen. hayat ne renk? değil hayat renk renk tabi tanımlamak için renkleri de hayatını renklendirmesini de bilmek gerek.
içten sevgilerimle.... :.)
taptığım insan yanımda olsuğunda renginin ne olduğunu umursamayacağım kadar güzel olan hayat sevgilim yokken çamur gibi istenmeyen, dışlanmış, atık bi renk : kök kırmızısı gibi..