hayat müşterektir sözü, erkeğin işte olup kadının ev hanımlığı yaptığı ve bunu kabul ettiği dünyadan, ''kadın ve erkek eşittir'' dünyasına geçişte kazanılmış bir cümle olup, genellikle ''o çalışıp evine ekmek getirirken benim de bu konuda üzerime düşen görevler var bende çalışmalıyım'' anlayışına sahip kızlarımız tarafından kullanılır. peki bu cümleden erkeğin payına düşen nedir; tabi bunlar kadının işte çalıştığı varsayılarak söylenmiştir. en azından bu durumda zorunludur.
yemek yapımında eşe çok küçük işlerden ibaret olsa da (tabak çanak götürmek gibi salata yapmak gibi) yardım edilmelidir.
hayırlısı ile bir çocuk dünyaya gelirse o çocuğun ilgi ve bakım ihtiyacını sadece anneye yüklemek yanlıştır.
temizlik günlerinde evin bir bölümünü temizlese hiç de fena olmaz
ailenin kasasına kadının para koymaya başladığı ilk günden itibaren alınacak her türlü maddi kararda kadın ile istişare etmek zorunludur kafaya göre karar alınamaz gerçi bu kadın çalışmadığında da geçerli ya neyse.
kısacası hayat müşterektir sözü kadınların erkeklere yardımcı olmaları için ortaya çıkmış bir cümle olmayıp adı üstünde bir müştereklik ve ortaklıktır. şu durumda ortaklık iki taraflı olup herkes sorumluluğunu bilmelidir. ve küçük bir tavsiye eğer müşterek bir evlilik sizi aşacaksa evlenmeyiniz zira bu ülkede yeterince mutsuz aile ve ailevi nedenlerden dolayı psikolojisi bozulmuş olan çocuk ziyadesiyle mevcuttur.
elma sekerindeki sekeri yalayip elmayi da afiyetle yedikten sonra kalan kisimdir.
guzel olan seyler kadinlarin geri kalani bizim iste.
vaayy iyi ornekti.
Gömleği çok yorgun değilse kirli sepetine atmak, eşofmanı görünür bir yere koyup karısının ütülediği pantulu çok kirletmemeye çalışmak. Ortalığı çok dağıtmamak.
