ipleri eline alıp en büyük tabularınla kozanı örmek,bu kozanın içinde bir süre yaşadıktan sonra kozayı yırtmadan ibretlik olarak bir köşeye bırakarak asla yapmayacağın şeyleri yapmak. bunlar illa çok zıt ya da absürd olmak zorunda değil, horon tepmeyi öğrenerek başlanılabilir.
haftanın bir günü gitar hero oynamak; ya da ayın bir gününde bunge jumping yapmak; ya da haftanın 2 gününde seks yapmak. (tabi bunları belli bir düzen içerisinde yaptığınızda da yine monoton bir hayatınız olacak. yani bundan kaçamazsınız. hayatın kendisi monoton zaten.)
hayatı monotonlaştırdığı düşünülen etkenleri irdelemekle işe başlanmalıdır. daha öncesinde bu etkenleri tepit etmek gerekmektedir. rutine binen bir döngü hayata egemen olmaya başladığı anda, yaşam enerjisi denen zıkkım, derisinden çekilip adamı kurutmaya başlar. radikal tedbirler almayı göze alabilen kişi ve kuruluşlar* daha bir ustalıkla ve kısa bir süre zarfında kabuklarını kırma şansına sahiptirler.
"iş hayatı bütün yaşamımı alt üst etmişti. olanca gücümü hayal kurmaya ve bu bataktan nasıl kurtuluruma harcamanın yanı sıra her sabah işe gider vaziyette buluyordum kendimi. yapmam gerekenler, müşteriler, trafik, emirler, sorumluluklar...
bu hayattan kurtulup vahşi dünyada yaşamak için av peşinde koşmayı ne çok isterdim. akşam sıcak bir duş almanın, her istediğin yiyeceğe bu kadar kolay ulaşıyor olmanın ve insanları artık görmek zorunda olmamanın çağdaşlığında mutsuzluk neyin nesi?
hayatım tam bir monoton olmuş. kurtulmak için neler vermem." diye düşünüp de bulunamayan eylemler.*