Emre Tuncer'in kitabının adıdır. Herhangi bir insanın günlük içsel konuşmalarının ya da yakın arkadaşlarıyla yaptığı saçmalama seanslarının yazıya dökülmeye çalışılmış hàlidir. işini bilen, adamakıllı bir editör tarafından elden geçirilmesi mümkünse o güne kadar da piyasadan çekilmesi gereken kitaptır.
ele avuca sığamıyorum, hiç bir şey için söz veremem
yere göğe uçuyor kalbime ben bile hükmedemem
bana güvenme sakın, sabıkam ihanetten
ne sen çal hayatımdan ne de ben seninkinden...
şimdiki zaman; geçmiş zamanın hesabını, gelecek zamanın umuduyla ödediğimiz yüzleşmedir. borçlu kalmıyorsak mutluyuzdur. özetle hayat kısa, an'ı yaşa...
Irkınız nedir? Irkınızı sikeyim. hangisinden olursa olsun.
Dininiz nedir? Uğruna cana kıyıyorsanız, dininizi de sikeyim.
Tanrınız kimdir? Uğruna cana kıyıyorsanız, tanrınızı da sikeyim.
Sağcı, solcu bilmem ne sikimse, fikirlerinizi başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışıyorsanız, fikrinizi de sikeyim.
Polisinizi, devletinizi de sikeyim içinde adalet yoksa.
Ki, tarihte daha hangi devlette, poliste, mahkemede adalet görülmüştür?
kişinin yaşadığı hayata göre şekillenen bir rotadır.
bir cehennemde uyanırsanız ateşler içerisinde bir rota seçebilirsiniz kendinize.yaptığınız herşey size aitmiş gibi hissedersiniz.
uyandığınız cennetiniz geride de kalsa aynı ışıkla aydınlatır yolunuzu.
bazıları cehennemde uyanıp cennetini arar.
ve tüm bunları yaparken de ölüm gerçekliğinin bilincinde olarak yapar.
işte tüm bu yollarda asıl rota değiştirici etken bu ölüm bilincidir.
kimisi hazmedemez yakar yıkar.
kimisi farkındadır rutin yaşar.
kimisi hazmeder anlamlandıramaz kendini asar.
işte hayat bu başı var sonu var.
ortasında biz.elimizde bir harita.kuzeyi güneyi yok.pusulamız amaçlarımız.
rota biziz.
ne için nereye gitmek istediğimiz içimizde saklı.
amaçsız öleceğimizi bilerek yaşamak içlerinden en çıkmaz sokak olanı.
küçükten de olsa bir neden bulmalı insan kendisine,bir amaç.
işte o andan sonra bilmesek de felsefemiz bu olmuş oluyor.