Hayatın her alanı için kulağıma küpe olan söz: hak verilmez, alınır.
Ben hakkını aramada çekingen davranmış ve bunun sonuçlarından oldukça muzdarip bir insan olarak, aklımın bir köşesine bu sözü yazıverdim. Diğer türlü yaşamak oldukça güç.
insan kendini ne zannederse zannetsin; kendine hangi değeri verirse versin, zaman bazılarını özelleştirir, bazılarını herkesleştirir ve bazılarını da hiçkimseleştirir.
sözlerimizle, davranışlarımızla, duruşumuzla ve tüm bir yaşantımızla zamanın özelleştirdiği insanlardan olabilmek dileğiyle ...
insan kendini ne zannederse zannetsin; kendine hangi değeri verirse versin, zaman bazılarını özelleştirir, bazılarını herkesleştirir ve bazılarını da hiçkimseleştirir.
sözlerimizle, davranışlarımızla, duruşumuzla ve tüm bir yaşantımızla zamanın özelleştirdiği insanlardan olabilmek dileğiyle ...
Dünyada şeytanın boynuzlarla, delilerinse başlarında hunilerle dolaştıklarını düşünen bir kişi her zaman onların avı ya da oyuncağı olur. Schopenhauer.
"güzel bir ruha aşık olan, ona sonsuza dek sadık kalır. Çünkü sevdiği şey ebedidir."
"Toplumdan uzaklaştıkça kendine yakınlaşırsın."
"Kimseyi, başkalarının anlattığı hikayelere göre yargılama."
Bence bu üç önemli söz de ayrı ayrı irdelendiğinde hayata dair önemli bir olguyu oluşturuyor. Yer kaplamaması için ben tek tek paylaşmak yerine üç tespiti de aynı anda yazmayı tercih ettim ama siz ilk defa okuyorsanız her biri için en azından on beş-yirmi dakika kafa yorabilirsiniz çünkü hemen okuyup geçilirse bir şey anlaşılmayacak ve etkisi olmayacaktır. Ben daha önce bu üç sözün üzerine de etraflıca düşünmüştüm ve şimdiye kadar bütün yaşadıklarım, insanlara ve hayata dair tüm gözlemlerim, tecrübelerim, okuduğum kitaplar, dinlediğim şarkılar, öğrendiklerim, hissettiklerim, fikirlerim, kısaca tüm her şeyi bir arada düşündüğüm zaman bu üç önemli sözde de kendi kişiliğime, hayata bakış açıma ve prensip edindiğim düşüncelere dair bir şeyler hissettim. bu yüzden de benim için her birinin özel bir yeri var ayrı ayrı, çünkü bakış açımı sahiden güzel özetliyorlar, bu sözlerde kendi düşüncelerimin ve ruhumun yansımasını gördüm diyebilirim gerçek anlamda.
demek ki asırlar önce yaşamış bir kişi ile aynı şeyleri düşünebiliyor ve hissedebiliyormuş insan, bu sözleri okuduğumda onu fark etmiştim ve bu da bana kendimi iyi hissettirdi. Aslında Her biri için uzun uzun yazılı irdeleme yapılabilir ama çok fazla vakit alacaktır o yüzden es geçeyim, ilgili tespitleri herkesin kendi mantığına ve hayal gücüne bırakıyorum, kendinize uyarladığınızda az ya da çok siz de fikirlerinizden yansımalar bulabilirsiniz belki de.
her okuduğumda bana benzer duygu ve düşünceleri yaşatan bu üç önemli tespiti bu şekilde paylaşmak istedim...