kendini her şeyin 'aynen' devam ettiğine inandırmak için söylenir...ama daha kuru,daha tatsız...birinin ölümü ardından söylendiğinde asıl can yakıcı anlamına kavusur bu deyiş...ölen insan sadece zihnindeki anılarındır artık..her unuttugun şeyle biraz daha silinir,yokoluncaya dek...tıpkı bir gün seninde önce bir anıya sonra da sanki hiç yaşamamış gibi bir boşluğa,'hiç'e dönüşeceğin zaman olacagı gibi...bencil bir oyundur bu;hiç bir zaman ölen,terkeden,giden için düşünülmez...hayat devam eder mutlaka,ama biz bu cümleyi sarfettiğimiz zamana sıkışır kalırız uzunca bir süre...
Mevlana boşuna "gel gel ne olursan ol gel" demedi ya! Devam eden hayatın içine çekmenin yolu "gel gel" demekte. "Git, yok ol, görmeyeyim seni" demek hayattan dışlamaktır.
atv'de yayınlanan hırvatistan - türkiye maçında spikerin sürekli reklamını yapması nedeniyle tüm türkiye'de kahvehanelerde hararetle maçı seyreden yurdum insanının, gerek mahsun'un gerekse maçı anlatan spikerin gelmişini geçmişini yad etmelerine sebebiyet veren dizidir. bakmayın siz bu yurdum insanına, bugün sövdükleri mahsun'a ve dizisine,yarın cümbür cemaat izleyip iyi reyting vermeleri kuvvetle muhtemeldir.
her bölümde çekim tekniği ve oyunculuk böyle kalitede olursa dizi bizim halk tarafından tutulur mu bilmem ezel'den sonra yapılan, öyle bir geçer zaman ki ve kuzey güney ile beraber adını altın harflerle yazdıracaktır.
ya bir dizide her şey mi bu kadar olumsuz gider; bu, hikayenin inandırıcılığını o kadar azaltıyor ki gözüm daha realist yapımları arıyor, bez bebek falan...
doğulu değilim ama buna rağmen oradaki ilkokul çağında ki bir kızın bakireliğini kaybetmesi sonucu, intihara karar vermesini ama bi kaç gün sonra aynı durumu gülerek kardeşine söylemesi ne kadar inandırıcı?! o bölgede 13 14 yaşında ki çocukların bunu yaşaması, yaşamasını geçtim bunu birine söylemesi... ölüm korkusu, töre denilen şey nefes aldırmazken o çocuk bu kadar rahat olabilir mi ?! biraz empati, biraz...