hayat dersi

    20.
  1. iyi ya da kötü... yaşanılan her şey derstir....
    3 ...
  2. 25.
  3. stv'nin saçmalıkta çıtayı yükselttiği son noktadır.canlandırma bile olsa en berbat canlandırmadır. çoğunlukla dış sesin öğüt verir bir tonda konuşması ve bak bak bak hacı bak acımasız anne şimdide çocuğunu kapı dışarı ediyor diye tamamen seyircinin bilinçaltına mesajlarını yerleştirmeye yönelir. seçilen konuların hiçbir inandırıcılığı yoktur, tamamen mesaja odaklı bir program anlayışları vardır. Örnek; msn'de tanıştığı adama kaçan sonrasında ise ağaç kovuğunda yaşayan genç kız vardır ki hiçbir inandırıcılığı olmamasına rağmen mesaj gayet açıktır. anneler babalar çocuğunuz chat yapmasın. doğrudur aslında ama bunu bu kadar saçma anlatmaya ve seyricini kontak etmene ne hacet vardır anlaşılamaz. *
    4 ...
  4. 7.
  5. stv'de yayınlanan kurmaca program.. geçenlerde yurtta sabaha karşı uyku tutmadığı için yayınlanan bir bölümünde ''satanist evlat arif ve hayat hikayesini'' izledim.. evet, öyle bi hata yaptım.. insanı zorla satanist yapar bu kanal yahu.. etmeyin eylemeyin hacılar.. siz ki dini bütün adamlarsınız.. utanmıyor musunuz onca insanı salak yerine koymaya? biz de yedik he mi o senaryoyu, o olayları..

    neyse ya..
    2 ...
  6. 22.
  7. oyunculukta şahin k nın güzide eserlerinde rol alan hanımablarla başabaş giden, halkı aptal yerine koymaya yönelik stv programı.
    izlerken "bizi kandıran bizden değildir." hadis-i şerifini düşününüz.
    3 ...
  8. 41.
  9. babam mükemmel bir adamdır. çocukluğum ile ilgili her anımın içindedir. sevgisini ve ilgisini en üst seviye de hissettim. kadına çok değer veren, kadının erkekten daha üstün olduğunu düşünen ve gücünü hiç kimse üzerinde kötü anlamda kullanmayan bir adamdır. çocukluğum boyunca kapılarımı tutmuş, hala arabaya bindiğim zaman kapımı açan bir adamdır. sonsuz saygı duyar, sonsuz bir saygı ile karşılarım onu.

    yine bunun yanında babam benim eğitmenimdir. kişiliğimin gelişmesi konusunda inanılmaz yardımcı oldu. çocukluğumu babamın maddi durumu kötü tanıdıklarının evinde ya da yakınlarında geçmiştir. gerçek dünyanın ne olduğunu bana çok zekice gösterdi. mesela bir sabah kahvaltıya gittik babamla, normalde eli kolu dolu gider misafir olacağı eve o gün tek bir şey almadı. misafirliğe gidilecek eve eli boş gitmek kültürümüzde çok büyük bir ayıp sayılır, o çocuk halimle babamın bir şey almadığının farkındayım. içeri girdik, büyük bir saygı ile karşılandık, evde bir çift ve bir kaç çocuğu var. ilk bardaklar geldi, sonra bir kase zeytin ve ekmek. sadece bu. oturup zeytin yiyorduk yer sofrasında, her lokma boğazımı acıtıyordu, yutkunamıyordum. hayatım boyunca hiç o kadar sessiz durmadım ama hiç o kadar da çığlık atmadım ben. oradan bir kaç saat sonra çıktık, hiç konuşmadan. kahvaltı yapmak için bir mekana girdik.

    - insanların nasıl yaşadığını gördün mü?
    - neden zeytin yiyorlar ki?
    - çünkü sadece zeytinleri var. o zeytini nasıl paylaştıklarını, bu durumdan hiç şikayet etmeden yediklerinin farkındasın değil mi?

    uzun uzun bir çok şey anlattı. sonra bir gün babamın yanına söylediği iş yerine gittim. iftar saati, masanın üzerinde bir kaç mandalina var, sadece bu. o mandalina ile oruçlarını açtılar. babam maddi durumu iyi, eli çok açık ve kimsenin aç kalmasına izin vermeyen bir adamdı, babamdan nefret etmiştim o an. o fakir adama mandalina yedirdiği için. hala daha mandalina yiyemem. o gün ne anlatmak istediğini çok fakir bir arkadaşımın evinde kalmaya gidince anladım. bir bisküviyi sabah, öğle ve akşam yemeği olarak bölüşünce anladım. kendini kötü hissettirmemek için gidip tek bir şey alıp yiyemeyince, onunla paylaşamayınca anladım.

    bitmedi ama o dersler. bir gün bir ton alışveriş yaptık, acayip mutluyum birine yardımcı olacağız diye. babam gideceğimiz yerde çok güçlü olmam gerektiğini söyledi. çok eski bir evin önüne geldik, evin hali perişan. babam kapıyı çaldı, çok uzun dakikalar sonra bir teyze açtı kapıyı. iki büklüm, yürüyemiyor ve çürümüş nerdeyse. babam elini öptü, teyzenin elini öpmemi söyledi, teyzeyi yatak olarak kullandığı koltuğuna götürüp yatırdı. gözüm sürekli birilerini arıyor, teyzenin çocuklarını, eşini. zaten iki göz oda, kimse yok, çok geçmeden anlıyorum. o teyzenin bağırarak ağlaması, zor kaldırdığı elleri ile kendini dövmesini, kimsesizliği anlattığı cümleleri tek bir şeyi unutamadım. oturduğum yerde ağlıyordum, babam dik bir şekilde oturup gözümün içine içine bakıyordu.

    bir süre daha devam etti bunlar böyle. tüm o şımarıklığım, maddi anlamda kendime ve aileme olan güvenim, her istediğim olsun diye ağlamalarım, kendimi yere atmalarım silindi gitti. 17 yaşında çalışmaya başlayıp insan gibi yaşamaya başladım.

    babam tüm bunları yapmasaydı cadde tikisi olur, kıçımı yayıp babam bana baksın diye beklerdim.
    2 ...
  10. 12.
  11. stv' nin deneysel bir kurmaca gerçekçi* programıdır. kurmacadır çünkü olaylar gerçek değil canlandırmadır, gerçekçidir çünkü kurmaca olan olayları gizli kamera çekmişçesine yayınlamaktadırlar, deneyseldir çünkü daha önce hiç denenmemiştir.
    2 ...
  12. 43.
  13. insanların yaşanmışlıkları ve tecrübeleri doğrultusunda, yaşayarak aldıkları derslere denir.

    (bkz: troll korcan)

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1021090/+
    2 ...
  14. 4.
  15. korkmaya gerek yok hayatımızın en büyük dersi karşımıza çıktığı an biz çoktan gitmiş olacağız.
    1 ...
  16. 17.
  17. 49.
  18. Hayat dersi; madde iki... Soranı üstün bilip, yanında yamacındakinin sırrını vermek... Korkarak ve hele ki bunu göze girmek için yapmak... Kitabın ortasından konuşmalı: Kimse ve hiçbir sebep, yanlışı doğru gösteremez! Ne zaman ne yer ne de başkacası.... işte; bir varmış bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş. Hata yaparız; ama yanlış... Yapmadıysan; delikanlısın demek ki. Hayat dersi; madde iki...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük