Üzerinden geçilen köprüdür kimi zaman...
Hatta odun parçası aleviyle ısınan...
Bazen bir dostun kapısıdır yüzüne kapanan!
Menfaat pazarı senin hayat dediğin...
Sevinmek ve üzülmek,gülmek ve ağlamak,
Bazen ümit edip bir güzele bağlanmak,
Didinerek yazdığını kolayca karalamak...
Yazboz tahtası senin hayet dediğin...
An gelir yeni doğan bir bebeğin ağlayışıdır,
Gece, narasıyla uyandığın sokağın ayyaşıdır,
Gün gelir senden geriye kalan yalnız mezar taşıdır.
Bir doğuş,birde batış senin hayat dediğin...
Bir sırdır bazen gizlenmesi gereken
Bir ayrı kalış ölümle gelen erken
Bazen sefalettir bazende görkem
Ölümün çözdüğü sır senin hayat dediğin
Bir genç kızın toz pembe hayalleri
Bir demircinin nasır tutmuş elleri
Yaşamakla da bitmez senin hayat dediğin ...
hayat zamandır, akıp gider, kendini yinelemedikçe kurursun içten içe, dünden farkı yoksa hayatının zarardasındır demek. hayat hep bir şeyleri, birilerini beklemektir akıp giden zamana karşı. hayat bir duraktır ne zaman ineceğini kestiremedigin, ne zaman mola vereceğini bilmediğin. bir yarıştır, bir umut, bir çırpınış, kimi zaman direnmektir hayat. sevmek, sevilmektir, bir küçük gülücük için bir ömrü feda etmektir.
hayat dediğin = acımasızdır, vahşidir. birbirlerini temas halinde yemezler ama hayat yer. törpü gibidir. hayat eğe gibidir. çapak bırakır talaş haline getirir.