o kemçük ağzının ortasına ayakbanın dopuuyyynan vurulması gereken liselidir. daha dur lan dün bir bugün iki. toynağını siktiğimin liselisi, ne gördün de karşımda ata sarılmış nietsche tandansı yakalıyorsun.
karşına sizin sınıftaki betülü çıkartıp domaltsam ağzında tükürükle "hayat çok güzel yhaaa" diye koşarak sikişe gelirsin.
git kavimler göçünü falan oku adamı çileden çıkarma!
gömleğinin en az ilk üç düğmesi açık olan, kravatı dizlere kadar inmiş, sapsarı bıyıkları hafif terlemiş, uzun ve sivri faullü liselidir. hayat, onu neden yoruyorsun?
herkesi de tuzu kuru, sadece şımarıklık olsun diye trip yapan liseli tipler sanmamak lazım. Bu satırların yazarı uzun zaman yatılı okulda belletmenlik yapmış birisi olduğundan muhatap olduğu çocuklardan değil liseli olan, 10 yaşında ilkokul talebesinin bile hayat beni çok yaraladı ağğbii demeye hakkı olabileceğini onlarca örnek üzerinden maalesef ki görmüştür.
sadece bir tanesinden bahsedeyim. 15 yaşında hırçın, kavgacı bi tip. çocuk iki yaşındayken anası, kocası işsiz diye çocuğu da bırakıp evi terkedip gitmiş. çocuk babasıyla 5 yaşına kadar o sefil evde yaşamış. sonra bi gün babası kalp krizi mi uyuşturucu mu, sebebi belli değil ölünce çocuk iki gün başında beklemiş babam uyansın da karnımı doyursun diye. 5 yaşında yetiştirme yurduna yerleştirmişler çocuğu. orada da gerek büyük çocuklardan gerekse görevlilerden her türlü kötü muamele, taciz. o ortamda hayatta kalabilmesi için de güçlü ve hırçın olmak zorunda. ya da uyuşturucu kullanmalı yaşadıklarının üstesinden gelebilmek için. ve bu onlarca örnekten sadece birisiydi
malesef hayat herkese yumuşakça gülümsemiyor. çoğu ergenin derdi cep telefonu modeli ya da kız arkadaşı iken, hatta bazıları için motorunun suyu köpürttüğü tekne iken çok da görmediğimiz ya da görmezden geldiğimiz bazıları için hayat daha farklı. ve sanırım bazı 15 yaşında ergenler için "hayat beni çok yaraladı ağğbii" deme hakkı hepimizden daha fazla.