sürekli çalışan veya kopya çekmeye bir türlü cesaret edemeyen tembel kişidir. kopya çekmenin hazzını- zevkini- yaşamamış , adrenalin salgısını başka faaliyetler üzerinde vücuduna uygulamıştır.***
çekmiş olduğu kopya sayısı (ders olarak) 3 (ben) (hayatım boyunca) ise hiç kopya çekmedim demeye hakkı olan kişidir.
kopyayı çekemem. kendimi kandıramam. dersi öğrenmeye çalışırım. bilmiyorsam boş geçerim. inanın ne sınıfta kaldım; ne de ünide ders bırakıyorum. bunların hepsi kopyasız da oluyor. denemesi bedava. buyrun.
(bkz: biri bana mı seslendi)
edit : ne zaman kopya çekmek amaçlı kafamı kaldırsam hep hocayla gözgöze geldim. ulen işiniz gücünüz yok mu beni izleyip duruyorsunuz terbiyesizler? diye de çok sövdüm içimden ama galiba neden o kadar kızarıp bozardığıma bakıyorlardı. sınavdayken yüzü domates tarlası gibi kırmızı kırmızı yanan bir ben miyim? çok yalnızım sözlük.
kopya çekmeye hiç yanaşmadıysa öğrencilik zamanlarını eksik yaşamış kişidir. hayatının tümünde de kuralcıdır, ani fikirler insanı değildir, sıkıcıdır, iyi espri de yapamaz zannımca.*
hayatın en büyük heyecanlarından birini yaşamamış insandır. kalem kutusundaki, ayakkabı tabanının altındaki, sıranın üzerine yazılmış kopyalar... hoca yaklaştıkça birisinden birisini görecek diye terlersin, kalp atışların hızlanır, dudaklarını ısırmaya başlarsın. ancak hoca tam önündeki sırada durur ve o sıradaki öğrencilerin kağıtlarını bakmaya başlar. yine işe koyulursun. var mı böylesi. notlar açıklanırken hoca "bak çalışınca oluyormuş." diye senin adını verirse, yüzüne pis ve muzaffer bir sırıtış oturur. işte o an kopya çekerken çektiğin tüm sıkıntılara bedel. **