hayatın anlamını çözmeye çalışan benim gibi bir sürü adam var, fakat; sabah kahvaltı yapmaya gittiğimiz çay ocağının küfürbaz ayakçısının sizin onca yıl boyunca geliştirdiğiniz öğretileri sadece posta gazetesine bakıp bir lafıyla çürütmesi bir anda tüm bünyenizi alt üst edeceği gibi tüm haftasonunuzun içine eder.
bu durum bugün benim başıma geldi; sabah kahvaltı niyetine simit kemirmeye hemen sokağın başındaki çay ocağına gidip, simidimle çay içerekten, günün gazetelerine bakma hevesiyle girdiğim çay ocağının ayakçısı, ben girdiğim anda başını posta gazetesinden kaldırıp "abi uçmak için göt yeterli olsaydı, jeniffer lopez aya araçsız giderdi" diyince tüm dengem alt üst oldu.
hayatın çözülecek bir anlamı olmadığının farkında olan insanlarla aynı insanlardır. hayat sadece hayattır. ne getirirse onu yaşar onunla yüzleşirsin. anlamı konusu ise biraz çetrefillidir zira şayet bir anlamı varsa bile seni ilgilendiriyor olmasını ummak büyük bir saflıktır.
hangi hayatın? sorusu sorulabilecek insanlardır. her bireyin yaşadığı hayat kendi içinde eşsiz değişkenlere sahipken kim genel olarak anlamını çözebilir ki? kim benim maddi manevi ne yaşadığımı bilmeden. ben çözdüm ya bu hayat olayını diyebilir? ha çözmüşse kendisininkini çözmüştür. kimisininki iki günde çözülecek kadar basit kimisininki hayatının son gününe kadar çözülemeyecek kadar karmaşık olabilir.
(bkz: cahillik mutluluktur) sözünden yola çıkarak, hayatın anlamını çözmüş insanlar hayat hakkında cidden hiçbişi bilmeyen insanlardır. o kadar hiçbir şey bilmezler ki hayatın anlamını berraklıkta buldukları gibi saçma bir tanı öne sürerler. ama hepimiz hayatı yaşıyoruz, hayat karmaşadır, kaostur, zıtlıkların yönetimidir.