Sene 93 - Meliha Gümüşler - 93 yılında eski bir renault'un kaputunun üzerinde fotoğrafımız var dün gibi. Her zaman güzel hatırlarım annelerimiz iyi komşudur. ilk arkadaş.
Sene 98 - Gülseri Yağız - ilkokul 1.sınıf öğretmenim. Denizlili hafif kaçık hocam. Yıllar sonra 2016 yılında aklıma düştü ve facebook üzerinden buldum. Denizli Merkez Efendi ilkokulunda öğretmenlik yapıyor. Emekli olmak üzere. Ziyaret ettim. Bana Atatürk'ü sevdirdi.
Sene 01 - Muhammet Haktan - Çocukluk arkadaşım. ilkokul 3'e geçerken istanbul'a taşındılar. Babası terzi idi. işlerini bana yaptırırdı. Ben de saftım dediğini yapardım. Kramponlarını evden bile getirdim. Koyu ANAP'lıydılar. Siyasetle o zaman tanıştım. insanları kullanmamayı öğrendim. Kaptan oldu. Vodafone Park'da locaları var. Hala görüşüyoruz.
Sene 02- Fırıncı Ferit. Fırını aşırı eski ve pisti. Ekmekleri ilaçlı derdi anneannem. Alkolik felandı herhalde. Oğulları o öldükten sonra fırının yerine tekel açtılar. Hala işletiyorlar. Bomboş bir adamdı. Kahverengi palto ve kasketle otururdu. Bana ekmek parası verirlerdi. Ben yeni fırına gitmezdim. Ferit'in ekmeği ucuzdu. Kalan para ile tofita ya da cips alırdım. Tabi ki taso için. Boş yaşamak nedir özeti Ferit.
Sene 03-20?? - Mehmet, Sinan, Fatih ve Yağmur. Tek kelime. Dostluk. 20 yıla aşkın bir sürenin birikimi. Aynı mahalle, aynı kapılar, aynı sesler. Salçalı ekmek. Salatalık ve ekmek. Panda'dan çıkan bedava dondurmalar. Cola Turka futbol topu. Nerede o eski bayramlar nerede o eski ramazanlar. Mehmet 18 Ağustos'da evleniyor. Askerden geldi. Sinan hovardalığa devam özel bir bankada. Hala Moda'da sabahlayacağız. Tam kaşardır. Fatih makine mühendisi ama dalgıç oldu. Adam ekmeğini denizden çıkartıyor. Yağmur psikolog oldu. Yarın akşam nişanlısı bana gelecek. Sakarya'da bilim sınavı var. Misafir edeceğim kardeşimi. Kız tarafıyız ama damadı seviyoruz. Hiç ayrılmadık.
Sene 02-07 - Yaşar Ergin - Okul müdürü. Mahmut Hoca. Astrası vardı. Annem babam ayrılınca bana en çok sahip çıkan ve destek veren o idi. Okulda başarılı idim. etkilenmedim sanmıştım ama yıllar sonra geçmişi süzgeçten geçirince anladım. Yaşar Ergin tam otoriter, eskitip, dayaktan kaçınmayan (haksız olduğu zaman çokça olmasına rağmen) bir öğretmen ve müdür idi. Emekli oldu. Bana dik durmayı öğretti.
Sene 06- ihsan Kurşunluoğlu - Dershane Biyoloji Hocası. Adam 55 yaşında felandı. Ama aşırı hayat dolu idi. Mayıs ayı istavrit bol vurur kıyıdan. Akşamları çıkışta bizimle balığa gelirdi. Akçaabatsebat Spor'un eski topçusudur. Hayattan keyif alıp enerjik olmayı öğretti.
Sene 07-Fetih Naifoğlu - Lise zamanları artık. Aranan adam. Her anın adamı. Saf dostluk. Temiz, çıkarsız ve net. Annemin favori adamı. O'da kaptan aile şirketleri var. Babaları ile zamanında dayılarım alışveriş yaparmış. Amcası Binali ulaştırma bakanı iken denizcilik müsteşarı idi boğazdan kuzey bayraklı bir geminin geçişine müsaade etmedi diye aşağıya çekildi. Babası ile ağır kankayız. Dürüstlüğün vurgusu kendisi. Seferden geleli epey oldu. Filiz annenin pideden pizza yapması efsane olaydır. Ayrıca üniversite için tercih yaparken babaannesi ne yazdın diye sormuştu. Kadına sosyoloji dedim yanlışlıkla. Kadın neredeyse ölüyordu. Bütün salon öğretmen öğretmen diye bağırdık.
Edit: Evet. Artık evli. Burcu Güneş'in "Oflaya oflaya şarkısının ilk çıktığı dönem sabahlara kadar Playstation kiraladığımız (ben yenerdim çoğunlukla) o adam evli. Ve çok değerli bir eşi var artık. Amazon Naifoğlu. Sanırım en son 1 nisan 20'de konuştuk. Brezilya'dan çıkmışlardı Tayland'a yol alıyorlardı. 9 günlük yolları vardı. Bugün yarın varırlar. Dikkat etsin kendine.
Sene 08- Aylardan Ocak Babamın annemi aldattığını öğreniyoruz. Ve bir gece de ailemiz dağılıyor. Zaten çok becerebildiğimiz bir şey değildi aile olmak. Babamla annem geçinemezdi. Bir gecede çocukluğum bitti. Artık her hava karardığında her okul çıkışında eve gelmek zorundaydım ve maddi manevi inanılmaz zor bir sürecin içine girdik o tarihten beri çalışıyorum. Hala rüya gibi geliyor o günlerin geride kalıp benim üniversiteyi bitirip askerliği yapıp iş güç sahibi olmam. Yani kısaca babam... Nasıl baba olunmayacağını öğrendim.
Sene 08- Göker Abi - Sevdiğin insanların arkasında dur. Hatalarını ört. Onlara destek ol. Hala LOL oynuyoruz. Official Enişte niki.
Sene 09- Hülya - Gerçekçi aşkların başlangıcı. ilk acılar. Liseden sonra hiç haber alamadım. Hacettepe'de Fen Bilgisi öğretmenliği kazanmıştı sanırsam.
Sene 10-15 - Sonun başlangıcı. Funda. En güzel yıllar nasıl heba edilir. insan kendi hayatının içine nasıl sıçar ders olarak okutulur. Kimseye kendinden fazla değer verme ve asla kendinden ödün verme demeyi öğretti.
Sene 10 - Eylül - Şeker Portakalı - Zeze. Okuyanlar bilir.
Sene 11- Burak Denizalp. Üniversitede tanıdığım ilk adam. Okulun yurduna zar zor girdim KYK sıram gelmedi daha yedekteyim. Burak Manisalı idi. Afyon'da oturuyordu ailesi. Konya'da tıp okuyan Merve diye bir kız arkadaşı vardı. Çocuk makine mühendisi idi ikinci öğretimden yüzde %10'a girmiş birinci öğretim harcı ödeyen bir adamdı. Yani zehir anlayacağın. Sonra kız bunu bıraktı çekti gitti. Burak intihar etmeyi denedi defalarca kaç defa annesi gizli gizli beni aradı ne olur oğluma yardım et dedi. Yanında olmaya çalıştım. Şuanki aklım olsa bu çocuğu bir dakika bırakmazdım ama ben ondan daha çocuktum. Temiz kalpli olmayı öğretti. Bana ilk geldiğim gece borç verdi. Cebimde 5 liram vardı. Bunları hatırlayınca Funda'yı öldürmem gerektiğini hissediyorum.
Sene 12- Samet. Adam kendine ben piçim diyordu. Hayatımda gördüğüm en sinsi ve tehlikeli adamlardan biriydi. Bir anda seni oyuna getirip mutsuz edebiliyordu. Bu özelliklerini sonradan öğrendim zaten delikanlı değildi. Arkamı kollamayı öğrendim.
Sene 12- Aylardan haziran otelde çalışıyorum. Bir sevda bir heves uğruna. Tarık diye bir şerefsiz. Ne konuşursak gidip patrona yetiştiriyordu. insanları tanımadan güvenmemeyi o zaman öğrendim.
Sene 15- Elvan - Ulaşılmaz olanın nasıl kıymetlendiği ve hırs denilen duygunun insanın gözünü nasıl kör ettiğini öğretti. Aslında yanılmışım. Ve bu yanılgı gelecek yıllarda beni daha da derin çıkmazlara sürükleyecekti.
Sene 16- Küçük El - En güzel zamanlar. Gençliğimin ikinci baharı. Hayatımın en güzel yazı. Mezuniyet, kep, diploma, tez savunması felan. Gece yenen dondurmalar. Gece oturup gündüz 5'e kadar uyumalar. ilk doğum günü sürprizim. Omg Bravo replikleri. Turgut Uyar Büyük Saat ve daha bir sürü tatlı hediye. Özel hediyeler. En büyük kaybediş. En büyük çöküntü. Deprem. Depresyon. Yanılgının ortaya çıkması ve biraz vicdan azabı. Karşılıklı hatalar ama iyi ki vardı. En güzel yılların sonu güzel bitti. Sarılmak dünyanın en değerli eylemi onu öğretti. Mirası: izmir. Alsancak Dostlar Fırını'nda hala 12 boyoz yiyebiliyorum ve By Zeynel diye efso bir kuaförüm var.
Sene 16 Aralık - 20?? Şeytan, Gollum, Ozi, Amet Abi. Bu adamları anlatamam. Yaşamak lazım derler ya. 44 tane lahmacun + 5 kuşbaşı kaşarlı pide yiyebiliyoruz. Dardayım de. Deme de dersen anlarsın misali. Tabi ben de onlar için öyleyim.
Sene 18 Ocak - Batobaba01_Ceyhan_Prensi. Adam.
Sene 18 Ağustos - Sonbahar, Tarkows'kinin insan 25 inde ölür 75 inde gömülür sözünü haksız çıkarabilecek tutkuyu barındıran.
Sene 19 Mayıs - ilk Plasiyer - ipeksi yumuşak saçları, korkunç tırnağı, sürekli siyah sevmesi, 200 TL'lik takımlarımız ve onun aldığının çirkin olması ve ceketinin bol gelmesi. Değenekçi adam ve kiralanan Passat. Ama her ne olursa olsun adamın dibi. Damak zevkimizin uyuşması da aşırı iyi enerji. Köfteci Yusuf ve her türlü türevi. Ortak sevgi izmir. Tabi cennet kokan Duru. Tarihin ilk plasiyeri. Özlendi.