"hayatı sorgulamaktan vazgeçtim artık" dedi yaşlı adam ölüm döşeğinde. torunu gözlerini açıp sordu; "biraz geç kalmadın mı dede?". dede cevap verdi; "ibnelik yapma"
Anladığım hiçbir şeyi sevemedim ben. Tanrı 'yı, hayatı, insanları, filmleri, şarkıları, kitapları;..Hiçbirini sevemedim. Bir aşkı anlayamadım. Belki de ondandır bunca uğraşım. Bunca mücadelem. ilk sevişmemde canım yanmıştı benim. ilk öpücüğümde hüngür hüngür ağlamıştım. ilk seni seviyorum cümlesini duyduğum an öfkelenip bu kadar iyi olamazsın dedikten sonra bir tokat atmıştım kendime. Koşmuştum sahilde. ilk aşkım arkamdan bağırmıştı;nereye ?; Donup kalmıştım . Ellerimi dizlerime koyup öksürmüştüm. Nefesim açılsın diye deniz suyundan içmiştim. Tekrarlamıştı ilk aşkım; ;nereye? Tekrar koşmuştum. Soruları sevememiştim hiçbir zaman. Nefesim ritmine kavuştuğunda dönüp geri baktığımda hiç kimseyi görememiştim. Hayatların sonlarını gördüğüm an bu filmi önceden izlemiştim demiştim. Sonları değiştirmek için çabalamadım hiçbir zaman. Anladığım hiçbir şeyi sevemedim ben. Dostlarımı sevmemin tek nedeni; onları anlamamış olmam.
beri zamanlarda kendince sorgulamış olmak, ama bir pok bulamamaktır.
şimdi de hayatı sorgulamamaktadır. çünkü, eee, sonra? diyecek. biliyor.
acı üstüne acı. başlatma sorguna. yaşa işte. deden, dedenin dedesi her biri hayatı sorgulayan filozoflar mıydı?
yaşadılar işte. öleceğiz sonunda. sorguladığın zaman ölmeyecek misin? onlar salaktı da biz mi çok zekiyiz?
en güzeli sıradan hayatı yaşamaktır. güçlü ya da orta şeker bir allah inancı, biraz insanlık, ana baba sevgisi, dostlar, hobiler, meslek, iş, uğraş. ileride çoluk çocuk ve sevgili belki.
allah'ı anlamamız imkansız olduğuna göre, yapılacak sorguların hiçbir zaman hepsi cevap bulamayacaktır.
akıl yürütmenin sonuna kadar gidilemiyorsa, bu sorguya başlamaya da gerek yok.
burada hayatı sorgulamak derken, insanın dünyadaki yeri, varlığı, bunun anlamı vs. gibi konular kastedildi.
yoksa insanın kendisine götlük yapan eski dost(!)larını inceleyip, sorgulayıp, ulan eskiden güya iyiydik şimdi ne olduk, demek ki insanlar 180 derece değişebiliyor sonucuna varması gibi sorgular kastedilmemiştir.
Hayat dediğin nedir ki? Onu hayat yapan bizim korkularımız, bizim özlemlerimiz, bizim tutkularımız. Yaşamak bir ödül olmalıydı, yeryüzüne tapmalıydık...
dünya'ya geliriz, yeriz iceriz, sicariz, kazik atariz, kaziklaniriz, ölüme karsi tibba siginir düzenbazlik yapar öyle ya da böyle yasar ve gebeririz.
bunlara okey, asagi yukari sekiller farkli olsa da öz olarak ayni seyleri yaşariz.
fakat nedense insan kendini ve yasadiği hayati sorgulamaktan imtina ile kacinir. ödediği bedellerin, gömdüğü gencliğinin, bin bir teferruatla ve burokrasinin azgin carklarina karsi vermiş oldugu mucadeleyi sorgulamaktan kaçar.
bunun nedeni elde ettiklerinin harcadiklarindan fazla olmasi olabilir. eğer mutsuzlugun, tatminsizliğinin büyük merceği altina - ben ne için yaziyorum, neden bunu yapiyorum- tuttugu vakit hayatini, istemediği golyatlar ile karsilasir.
hani olur ya kan görmeye dayanamayan insanlar vardir. bir tarafta usul usul akani görmemek için gözlerini kaparlar. ama ne kadar da kendilerini kandirsalar gözlerini kapayarak, arkadas kan akiyordur.
işte sorgulamaktan ve onun getireceği bedellerden kaçanlar gözlerini kapatirlar ve 'ben kan man görmüyorum sadece koyu kahverengi cizgili helezon sekiller görüyorum'derler.
ama ne olursa olsun kişi önce kendi yargici olmali ve kendine verdiği yargiya sonuna dek uymalidir. kendine fazlasiyla gaddar olan kişi için diger toplum fertlerinin yargilari pamuk prenses masali gibi gelir.
iş-ev-kahve ücgeninde raks eyleyen kuru kalabaliklarin kendi tutuculuklari içinde içlerinde bulunduklari kazan-tüket ye mantalitesinde yürüyorlar.
leman dergisinde cok sevdiğim bir cizer olan can barslan'in bir karikaturu vardi bu hafta. milli piyangodan 10 trilyon kazanan herifin 20 milyarlik akbil doldurmasini resmetmişti. üstüne üstlük karikatür anlaticisi ise söyle diyordu ' abi yok işte.. 10 trilyonluk büyük ikramiye kazandi ama harcamasini bilmiyo ki herif.. hedef yok, ideal yok, vizyon yok işte..'
aslinda ne kadar hazin değil mi? sebep bence - biraz abartma olucak tabiki karikatur bu- yasadiği hayati sorgulamamak ve bunun için çözümler kurmamaktir.