hayallerle yaşamak güzeldir.ya da şöye hayallerin peşinden koşmak.gizlidir hayal kurmak kimse bilmez,anlamaz.televizyon izlerken,yemek yaparken,ders çalışırken vs. bir bakmışsın ortada ne yemek var ne televizyon ne ders.çoktaan hayallerde bulmuşssun kendini.o hiç gitmediğin ve belki hiç gidemeyeceğin görkemli yerdesindir ve belki de asla birlikte olamayacağın insanlarla..hayal ya işte özgürsün.kimse hoop dur bakalım bu hayali kuramazsın diyemez sana.istediğin kadar uzağa gidebilir istediğinle konuşabilir isteğini öpebilir istediğine sarılabilirsin.hayallerinizin olmadığını hayal etsenize bir ? ne yapardınız ki o zaman ?daha çocukken demiyorlar mıydı büyüyünce ne olcaksın sen bakayım? doktor,polis,öğretmen,hemşire ... hepimizin bir hayali yok muydu meslek sahibi olmak için ... ve hayallerimizle yaşamasaydık eğer istediğimiz yerlere gelmemiz çok daha zor olurdu.en başta da dediğim gibi hayaller ile yaşamak hayallerin peşinden koşmak nereye kadar mı? yorulana kadar..çabuk pes etmek yok.bizi yalnız bırakmayacak olan şeylerin başında gelir hayaller.hayallerle yaşamak güzeldir,çok güzeldir.
gerçeklik çoğu zaman canımı acıtır, yetişemem hızına, yakışmam da zaten gerçekliğe. keskin köşeleri ruhumu kanatır. oysa hayaller başkadır. öyle dünyalar tasavvur ederim ki o asık suratıma yayılan gülümsemenin içtenliğini gören, mutlu bir adam olduğuma kanaat getirir. sevgilelerim olur dertleşebildiğim anlarlar beni, hep gülümseyen güzel sevgililerim. bazen kavga ederiz yine de sarılır uyuruz birbirimize. bazen bir müziği arka plana koyar bir de sigara yakarım işte o zaman benden mutlusu yoktur. geçenlerde birgün çöpçü olmuştum sonra savcı oldum, gidip öğretmenlik yaptım ücra bir kasabada. ama hayallerimde bile en sevdiğim şey aylaklık olur. bazen kurduğum hayallerin anılarını hatırlar geçmişe özlem duyar gibi özlem duyarım hayallerime. hayallerimle gerçeklerim iç içe geçtiğinde anlatamam insanlara. bazen ben bile karıştırım gerçeğin nerede bittiğini hayalin nerede başladığını. sonra güneş doğar hayallerimin üzerine, her şey o kadar gerçektir ki başıma ağrılar girer. içinden çıkamadığım, bir yön veremediğim hayatımla baş başa kalırım. onlarca insanın arasında bir baltaya sap olmak için didinir dururum. aslında didinmem, sorumsuzsun derler bana...didinmek için harcamam gereken gücü hayallerimde harcarım. hayallarim hep yaşanılası olmuştur çünkü. oğuz atay ile sohbetin tadına doyum olmaz ki, turgut uyar ile çay içmek, dostoyevski ile petersburg sokaklarında dolaşmaya ne demeli... kim ne yapsın bu dünyayı...ben mutluyum bir de susamasam, su gerçeği hatırlatıyor...sabahların canı cehenneme.
senaristliğini , yönetmenliğini aynı zamanda oyunculuğunu üstlendiğim ve bir türlü bitirmek istemediğim filmim. Her gece yatmadan önce ziyaret ettiğim setim. 3, 2, 1 kayıt..
hayallerim, kimi bazen her şeyim .
Düşlerini Kurduğum Dünyanın Kıyısına Geldiğimde Vazgeçtim Yaşamaktan ve Düş Kurmamayı Öğrendim Hayattan.
Bizim için Herşey Hayatta Ne gerek var düş kurmaya, en büyük düş daha biz yokken varedilmiş
ve bize sadece yaşamak kalmış. (herkezin düşü yaşadığı hayattır istesede istemesede)... *
hayatın belli dönemlerinde insanın kesinlikle kalkıştığı. hayaller öcü değildir, ara sıra hayal kurmanın kimseye zararı yoktur, bütün büyük eserler ve hareketler hayallerini seven ve onlardan cesaret alanların ürünüdür. hayal etmek, yaşam ufkuna renk, yaşama zevk ve mutluluk getirir, hayatı yaşanılır kılar. aşırısıysa herşeyde olduğu gibi zararlıdır. bir yerden başlamalıdır hayal kurmaya, zamanı gelince de bırakmayı bilmeli.
yapılmaması gereken insanı depresyona kadar sürükleyebilme yetisinde olan durumdur. böyle zor, böyle çetrefilli, çileli bir dünyada hayal kurmak; kendine ayıp etmektir, boş ümitlere kanmaktır sonra gözyaşı dökmetir olup olmadık yere. ergenlik sonrasında tavsiye etmiyoruz efendim. efendi efendi otur önüne geleni ye ben bunu yemem onu yiyeceğim deme iki tokat bir yumruk yerde bulursun kendini.*
insanlar ömürleri boyunca hayal kurarlar. hayaller ise hedefe, hedefler ise tutkuya, tutkular ise hayat denen bu carki donduren guctur. ama insanoglu bunlardan temelini hayal kurma yetegini kaybederse ömrünü paramparca eder ve yasamaya gayesini kaybeder. ama sirf hayaller kurarsa hayal ile yasayan bok icinde ölür düsturuna göre sonuc bellidir. bunlardan birinden birini secmek lazim..... eger hayalleriniz varsa gerceklesmeyecek gibiyseler beyhude yere piyangonun vurmasini beklersiniz. ama hayalleriniz yoksa sepet gibi yasar gidersiniz. ikisinden birini secmek lzaim yahut ortada durmayi bilmek gerekir ammmavelakin hayalkırıklıgı yasayan yahut odun gibi cok insan oldugundan dolayi bu noktadayi bulmak zordur ve bulmak ise lutufdur. belkide
hayatin dogru duzgun yasamanin recetesi budur. mutlu degil yalnis anlasilmasin . mutluluk bönlukten gelirki bunun irdelemesi baska bir hikayedir. ama esasta ne olursa olsun önce hayaller ölür ardinda ise insan ölür.