kimsenin tanımlayamadığı, oysa hepimizin hayatının en meşhur sesi.
peki niye tanımlayamıyorsunuz lan?
bir hayal kırıldığında nasıl bi ses çıkar? Cam kırılması gibi mi, tahta kırılması gibi mi? metalik bir çatlama sesi mi? ya da kağıt yırtılması gibi falan mı acaba?
hayatının en bilindik, en tanıdık kavramı hayal kırıklığının sesini bile tanımlayamıyorsan, burada götünü yırta yırta elalem hakkında bilmiş bilmiş yorumlar, tanımlar getirdiğinde seni nasıl ciddiye alalım, sözlükçü arkadaşım?
Bak begüm bile senden daha bilinçli yaklaşıyor bu konuya.
-author'cuğum, benim için hayal kırıklığının sesi, partiye benimle aynı elbiseyi giyip gelen kaltağın üzerindeki kıyafetleri parçalarken çıkan kumaş yırtılması sesidir canım.
-bitanemsin sen.
hayallerinizin eninde sonunda kırılacağını, tuzla buz olacağını biiliyorsanız üzülseniz de, yıkımınıza yol açmayacak sestir. sokakta oyun oynarken sevimli, yaşlı amca bütün çocuklara şeker verir de size sıra gelince şeker biter ya, o şeker kağıdının çıkardığı sestir o.
hayal kırıklığı; içimizde taşıdığımız ufak dahi olsa bir umut ateşinin üzerine buz gibi bir kova su dökülmesi olarak tanımlanırsa, çıkan ses de "coss" biçminde olabilir.
Hayaller kırılınca yaratılan imgenin zihinde kırılmasının yarattığı anlık gri kırılma, hücrelerin kırılması ve içindeki sıvının beyne dalga gibi yayılması ile ortaya çıkan sestir. Gelgit dalgaları nasıl kıyıları döverse, kırıklık da hayalleri aynı şiddette döver. Begüm için kumaş yırtılmasına benzeyen bu sesin algılanışı kişiye göre değişir.
benden şöyle bir ses çıkmıyor: ''çat, pat''. bende şöyle bir ses çıkıyor: ''ııııı, ulan senin gelmişini geçmişini, ananı avradını...*'' kimin birşey çıkıyor.
"hayallerin kırılması/yıkılması" anlayan için, hayatın gerçeklerinin farkına varmayı sağlayan desibeli en yüksek sestir...
zaten hayatın içinde gerçekten var olmaya çalışırken; devamlı hayallerle yaşamak da bir yere kadar...
herşey hayal kurmakla gerçeğe dönüşüp hallolsaydı hepimiz trilyoner olur.. piyango kuyrukları da hiç olmazdı...
sadece bir ayda kaç sefer binlerce insan hayal kuruyor ve o hayaller çekiliş sonrası kırılıyor aynı zamanda da yıkılıyor değil mi?...
asla ezik olmayan güçlü karakterililer için! bu sesin yüksekliği özellikle daha da güçlü olmasını sağlar...
yaşamda var olmak ve bir yerlere gelmek için; güçlü olmayı öğreneceksin kırıla kırıla, yıkıla yıkıla...
her yıkımdan sonra daha sağlam! daha da güçlü! bir şekilde ayağa kalkmayı becerebileceksin...
ne o öyle amanda benim hayallerim kırıldı/yıkıldı ühühühü benden buraya kadar ben bu hayat oyunun da yokum mızmızlığına başladın mı!?... zaten sen! maça 10-0 malup başlamış! kaybeden ve her zaman da kaybetmeye mahkum birey olursun!...
hayat da sana asla hiç birşey vermez!...
sürekli ağlak, mızmız, ezik, başkalarına muhtaç bir portre çizmek...
belki kısa süreli kendini acındırıp ilgi çekmeni sağlayabilir...
ama asla sana somut şeyler kazandırmaz...
devamlı hayallerde yaşayanlar...
hayal olarak kalıp günün birinde de yok olup giderler...
hayalin ne kadar sarmasik olduguna baglidir. kimi zaman ufak cam sesi, kimi zaman depremin ugultusudur. genelde bogazda takili kalan tuglanin gocurtusudur bre.