şu sıralar karşımda duran kadın. kalbimi sonbaharda dökülen yapraklar gibi titreten, gözlerime dünyanın görmediği baharları gösteren kadın. seni bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum.
Doğa gibi olmalı, doğanın unsurlarını barındırmalı bedeninde, ruhunda, düşüncelerinde...
Aklı mesela bulutlar gibi olmalı, hareket etmeli daima, bir fikir de sabit kalmamalı, fikirlerini yoğura bilmeli başka fikirlere, saydam olmalı, katı düşüncelere değil de aşılabilen düşüncelere sahip olmalı. Ve aklındaki bulutlar hep beni göstermeli...
Gözleri mesela dağ gibi olmalı dimdik, gözleriyle gözlerime baktıkça güç vermeli bana, Gözlerinin eteklerinde gözlerinin zirvesine baktıkça hayran olmalıyım ve çıkınca zirveye bir daha inmemeliyim...
Yüzü mesela ırmak gibi olmalı, durgun fakat baktıkça hayran kalınan, bakınca yüzüne derinliklerinde ne olduğunu görmeli. Ne yüze bilinecek kadar değersiz ne de su içilmeyecek kadar değersiz olmalı...
Dudağından çıkanlar bir şelale gibi ses vermeli bana gürültülü ama huzur veren. Ürkütücü ama hayran bırakan...
Vücudu mesela orman gibi olmalı gizemli, hediyelerle dolu, çeşitli. Ben gezindikçe o ormanda kaybolmalıyım derinliklerinde. Yeni heyecanlar yeni tatlar bulmalıyım o ormanda. Ve bir fidan dikmeliyim o ormana benle beraber büyüyen ben olmadan beni hatırlatan.
Doğa gibi olmalı kadın, her uzuvu birbirine uyumlu olmalı tıpkı doğanın unsurlarının birbiri ile olan uyumu gibi. Doğa gibiydi kadın o yüzden 'doğa ana' denirdi...
Galiba hayalimdeki kadın hayalimde kalmaya devam edecek. Hayalimde daha ulaşabilirsin hayalimdeki kadın. Eğer geleceksen şimdi hayalimdeki kadın sakın gelme! zira hayalimde yalnız değilsin...
ben seni değil kendimi benzettiğim şeyi sevdim tercümesi. kusurumuz olmadığından kusursuz sevgililer bulup severiz. bu kusursuzluğu ise kendimizi kusursuz birine layık görmemizden dolayı baş tacı ederiz.