çocukken vardı ama izmir örnekköyde ayağı bir kayaya sıkıştığı için yaklaşık 13 senedir orda aynı durumda kayanın yerinide hatırlıyorum hayali olduğu için ölmemiştir ama umarım bir gün çıkarırım ordan.
belli bir yaşta, özellikle ailenin tek küçük bireyi olan çocukların gerçekleştirebildikleri, aşırıya kaçmadığı sürece de normal karşılanması gerekli olaydır.
sonuçları kişiye bağlı olan arkadaşlık.
küçükken vardı, edinmemiştim kendi kendine vardı fight club'daki gibi tanışmadık ya da ben hatırlamıyorum.
büyüyünce terk etti beni. bazen keşke geri gelse eski günlerden konuşsak diyorum.
lise birdeyken nöbetçi sürekli gelip müdür rıfkıyı çağırıyor derdi. ama bizim sınıfta rıfkı diye biri yoktu. nöbetçi artık işin bokunu çıkarınca bizde başladık rıfkı da rıfkı. hoca zor bir soru sordugunda "hocam rıfkı cevabını biliyormuş"lar, oğlum konuşma diyince "hocam rıfkı konuşturuyor"lar... adeta rıfkı sınıfın favori kişisi oldu. hoca sınıf mevcudunu sayıp yirmi sekizde bitirince bir arkadaşımız çıkıp "bir de rıfkı yirmi dokuz hocam" derdi. güzel günlerdi. özledim seni rıfkı...
adı ethan'dı.
daha sonra evlenmiştik.
okula beraber giderdik, çantamda taşırdım, sıramın yanında otururdu. kimse onu görmediği için üzerine otururlardı. hep kavga ederdim canını acıttınız diye. yıllar geçtikçe hatırlamaz oldum ve zamanla unuttum.