An itibariyle fonda mükemmel hüzünlü bir şarkı çalarken tok karnına yaptığımdır. Sık yaşadığım durumları karşılayacak kelime bulamıyorum bazen, ya da bulsam da tatmin olmuyorum. (lanet olası bir dil bölümü öğrencisi olmak)Dolayısıyla bazen bu kelimeleri kendim üretmek mecburiyetinde kalıyorum. Bu uyumadan hayal kurmak ve rüya görmek arasındaki, lucid dreamvari duruma rüyasama, hayalsama kelimelerini kulllanıyorum. Bu önbilgiyi verdikten sonra bugünkü hayalsamama geçebilirim. Bu entry benim için bir nevi not alma işlevi görüyor.
Varoluş felsefesi, hayat saçmalığı, çeşitli felsefi kavramlar vb. üzerine harikalı karikatürlerin çizildiği owlturd comix denilen sayfayı inceliyordum. Cynicism ve hypocracy kelimeleri geçiyordu durmadan. Tam bir internet canavarı olarak, oradan oraya, oh şuna da bakayım, şundan da bir bilgi kapayım derken diogenes'in sinizm'in üstadları arasında olduğunu gördüm. Sinop'ta gençliğimi geçirmiş ve mardinli olmama rağmen tam bir "bir başkadır benim memleketim, canım memleketim sinop" tadında gezen biri olarak, ben nam-ı değer Büjgan Baker de durur mu yapıştırmış hayalsamayı. Diyojen ciddi manada gerek yerel gerek küresel bazda inanılmaz bir varlık. izlanda'nın hiçlikten saman balyaları uçuşan köylerinden birinde olsa dahi orası kültürel bir ortama çevrilir, Diyojen'in değeri bilinir ve bildirilirdi. Elbette ki Avrupa'daki kültürel mirasa sahip çıkma derecesiyle bizimkini kıyaslamayacağım. Ama bu kadar mı olur arkadaş. Koskoca Diyojen, devasal bir felsefi akımın öncülerinden ve dervişlerinden gelsin senin göt kadar Sinop'un da yaşasın, etrafına ışık saçsın, sen de Sinop olarak büyük düşünüp, ilçelere servislerin kalktığı yıkık dökük bir yerin kenarına fıçıda bir Diyojen heykeli koy. Buna epey içerlenmiş olacağım ki hayalsamam aynen şu şekildeydi:
Bu cağnım adam çiçeğe toprağa çoktan karışmış olsa da, onu şu an bir maydonozsa da onore etmek gerek. Hem estetik hem de felsefi kaygıların güdüldüğü harikalı bir de heykel tasarladım. Yakında üşenmezsem çiziktirmesini de buraya koyacağım. Hem "len diyojü, ne yaptın babuş nedendir o lambayla geziysin" "çünkü adam arıyorum..." hikayesinin sığlığından çıkarıp onu felsefe dünyasının güzel bir vitrinine hakettiği yere koymak olacak bu, hem de heykelsizlikten ölen memleketime estetik bir değer, bir anlayış getirmiş olacak. Hatta boş durmadım, bunu yapacak kişi olarak da canım, abim, dedem, hep sol omzumda duran şair Ahmed Arif'in durmadan okullara oraya buraya Atatürk büstü yapmaktan ciğeri solmuş, ismi güzel Filinta Önal'ı seçtim. Hem Filinta Önal'ı görmek istediğim mecralar bu, hem de ben gidip oyun hamurundan yapamam. işin erbabı lazım.
işte benim çiziktirmem, Filinta Önal'ın babasından miras kalmasını umduğum estetik anlayışını heykele aktarabilmesi, diyojen'in felsefesinin hüzünlü güzelliği ile ortaya mükemmel bir heykel çıkacak. Bunu da Sinop'un en işlek yerine Sinop Halkının coşkulu katılımıyla koyacağız.
"Evet, bugün burada da daa aa, sevgili li li Büjgan Baker'in, Sinoplu olmayıp gönülden Sinoplu olan, aşkla bağlanan bu güzel insanın ın ın, Sinop halkına bahşettiği iği ğiii bu güzel heykelin açılışını yapmak için toplandık kk kkk...." Alkış kıyamet kopuyor tabi. Benimse başım önde, mağrur solcu bakışıyla asıl marifetin bende değil Filinta abide daha sonra da Diyojen'de olduğunu söyleyerek konuşmamı mütevazi bir şekilde ve elbette utanarak tamamlıyorum. Tamamladığımda ise, ambulansların geldiği görüyorum. Alkışlarken elleri parçalananlar olmuş :(
işte ben bugün bunların hayalsamasını görerek epey bir mutlu oldum. Heyecandan saçma sapan anlatsam da, durum bu şekilde. Şarkıdaki "Because the sky is blue, it makes me cry" kısmı beni öldürse de, inanılmaz bir euphoria yaşadığımı söyleyebilirim. Teşekkürler hiç gerçekleşmeyecek, gerçekleşse dünyanın güzelleşeceği hayaller.
Bahsettiğim şarkı: https://vimeo.com/151557370 (evet tam bir saçmalık şarkının orjinal kaydı ancak bu vidyoda var, klip de güzel olmuş izleyebilirsiniz.)
Bahsettiğim site: http://owlturd.com/
Bahsettiğim şu anda varolan Diyojen heykeli: http://www.gezijurnal.com...oads/2013/02/diyojen1.jpg (tamam bence de fena değilmiş, güzelmiş ama ben daha iyisini vaadediyorum.)
Filinta Önal'ın geldiği durum: http://www.milliyet.com.t...detay/1805435/default.htm (seni Rodin yapıcam diyorum, geh.)
insan hayal kurmaya muhtaçtır hep hayallerimizin gerçek olmasını isteriz gerçek oluncada değerini yitirir mutluluğu kısa sürer ama hayaller öyle mi sürekli peşinden koşup ulaşamadığımız için bizi hem üzer hemde mutlu eder önemli olan hayallere ulaşmak değil peşinden koşmaktır kısaca hayaller gerçekleşmesi için değik mutlu olmak için vardır.
Ne zaman morelim bozulsa içime dönsem mal mal yaptığım şey. Bakıyorsun reelde mutluluk seni bulmuyor sende aramıyorsun dalıyorsun hayallere napacağdık ya?
Bana göre nasıl ayrılıklar sevdaya dahilse hayaller de yaşama dahil. Siz o 15 dakikanızı hayal kurmadan boş bir şekilde veyahut kuracağınız hayaldekinden daha az mutlu geçirecekseniz varın hayal kurun. Bütün sizden gidenler özür dilesin bütün çabalarınızın karşılığını alın dünyayı daha güzel gördüğünüz hayaller kurun. Unutmayalım ki bir gün gerçekleşecek olan şeyler henüz hayaller.
Hayaller,
Beynin serotinidir. Karmakarışık şu hayatta nefes alabilinecek bir huzur anıdır. Hayaller bizim geleceğimizi şekillendirmemizi sağlar. Olmayacak şeyleri hayal etmeyiz.
Hani uykuya geçmeden önceki süre varya işte o zaman süreci hayallerimiz için en harika zamandır, ses yok, rahatsız eden yok; sadece sen ve iç sesin var. hayal de bunları ister
.
Hamiş: beni hayallerim ayakta tutuyor. Vazgeçmeyeceğim, vazgeçmeyin.
