hayal kurmayı bırak!!!
hayallerinde tek başına olmazsın, önce annen baban vardır hayallerinde. Annen baban sen en fazla lunaparkta hayal edersin kendini. tüm oyuncaklara teker teker binersin ve hiç sıkılmadan annen ve baban seninle birlikte gülerler. ama büyüdükçe hayaller değişir, hayallerindeki insanlar değişir, herşeyin olan annen baban yerine başkaları girer, genelde o hayali haketmeyen biridir. en basitinden onunla gidersin artık lunaparka ve öyle herşeye binmezsin dönme dolap ve bir pamuk şeker kafidir. çünkü o vardır yanında onun içindir kafiliği.
herşeyin boka sarmasından sonraki herhangi bir süreçte gerçekleştirilen bu eylem her şeyin onulmaz şekilde boka sarılı kalmasına sebep vermekten başka bir sonuç getirmez. bu gerçeğin farkında olmanıza rağmen yine de hayal kurmayı bırakabilirsiniz. yapmayın. bırakmayın.
Helvanızın kavrulup, musalla taşında arz-ı endam ettiğiniz sürece özgü bir durumdur.
Nefes almaya devam ettiğimiz sürece, hayal kurarız.
Büyük ya da küçük, anlık ya da geleceğe dair farketmez ama mutlaka hayal kurarız.
insan doğası böyle...
ister istemez bu duruma bürününce bana hep bir yanım eksikmiş gibi gelen duygu durumu. gerçi birtakım istekler için gerçekleşmeyeceğini düşünerek tırnak içinde hayal kurmayalım şimdi söyleyişi mottosu da var. ama yine de hayal edebilmek önemli bir şey. hem de çok önemli biliyor musunuz. tahmin ediyorum ki yatmadan yatmaya zihninde iyi bir yaşam hayali yaratıp, o hayali sürükleyenler var. ve bence sadece bu hayalde kalıyorlarsa bile gocunmasınlar. çünkü sırf bunu başaramayanlar da var. misal olarak uzun bir zamandır ben mesela.
Gerçeklerin yüzüne tokat gibi çarpması sonucu kısa süreli bir travma yaşadıktan sonra, gerçekçi olup kendini gerçeğe* adamak. Sana zarar verene (gerçeğe) dönüşmek.