insanları yaşama bağlayan sebeptir hayal kurmak. hayal kur, gerçekleştirmek için ilk adımı atmış ol ve gerçekleştir;imkansız diye bir şey yoktur vazgeçmek demek hayattan vazgeçmek demektir. (bkz: zoru severim imkansızda zorlanırım)
en doğrusudur. yoksa hayal kırıklıkları yaşadıkça dengeni kaybedersin, kimyan bozulur. bırak!!! nasıl olsa, sen ne hayal kurarsan kur, hayat bildiğini okuyor.
(duy da inanma)
(söyleyene bak)
çirkin bir dünyada sürekli uyanık kalmaktır. sanat, hayalle tümleşiktir; hayalsiz bir hayat, sanatsız da bir hayattır. o yüzden, eğer böyle bir eğilime düşen insan görülürse, ona hayalin güzellikleri anlatılmalıdır. çünkü hayalsiz insan, ne merhametli olabilir; ne de vicdanlı. yaşamaz gibidir.
ne süslü kelimelerim var, taaa ufacık veletlikten bu yana okuyup okuyup sağdan soldan apardığım ve üzerine melankolikliğimle servis edebileceğim.
ancak bu konu o kadar basit, o kadar soğuk, o kadar sıradan bir refleks ki hiç öyle özdemir asaf tandansı yakalayıp kafa sikmeye, hatta çok şahane bir şeyler yazsam bile "vay amına koyim herif buram buram naif lan" dedirtmeye hacet yok balım.
beklentilerle mevcudu dengeleyebilmeli insan. özellikle bu devirde.
mesela ortalama okulların ortalama derecelerine sahip olup, üniversitede gündüzleri bataktan geceleri barda hatun yalamaktan kafasını kaldıramayan bir adamın "ayda 4 milyardan aşağı çalışmam amk" demeye hakkı yok.
mesela "güzel çirkin demem, çatır çatır ayıklarım. aa bak bu da albümüm" diyen adamın "düzgün, efendi, yeri geldiğinde kafa dengi, taş gibi, akıllı bir hatun istiyorum" demesi baya baya bok yemek. böyle bir adamın devlet başkanı olduğunu düşünsene; bildiğin napolyon olur amına koyim.
sonra ortalama bir işle, hayatında bir kez bile milli piyango oynamamış bir adamın, uyuşturucu da kaçırmayacaksa günün birinde q6'ya binebilme ihtimalini hesaplayan matematikçiyi ben orada götünden sikerim.
o halde hayal kurmak, bu dünyanın en salakça işidir. hayal kurmak ve şükretmek, modernitenin bize sunduğu, sistemin dışına çıkmadan, akıl sağlımızı tam kaybetmeden ama tamamen de sağlıklı bir insan olmamıza imkan vermeden yaşayabilmemizi sağlayan aygıtlardır.
ah reklamlar ah. siz nelere kadirsiniz. yok vallaha günümüzün en büyük gücü reklamcılar. cidden bak. inanmıyorsanız televizyonlarınızı açın bakın reklamlara. en olmadık ürünlere, kişilere yapılan reklamlarla nasıl bir anda hayatımızın her şeyi haline geliyorlar.
ben küçükken-yedi yaşındaydım galiba- grup vitamin ilk albümünü çıkarmıştı. orada bir şarkı vardı rap vitamin diye. o zamanlar komiklik olsun diye söylenen sözlerden, yani o dönemin reklamlarından şimdikilerine ne zaman geldik biz?
ne zamandır reklamlar bize ürün satmayı bırakıp da kişiliğimize dokundurmalar yapar hale geldi? yahu tanıtımı yapılan ürün değil mi? ne zamandır benim hayallerim-ki nedense hepsi maddi, manevi olanlar da bir şekilde maddiyatla ilişkilendirilmiş halde- kredi kartına üç taksitli hale geldi? merak ediyorum, kaç chip para benim hayallerimin bedeli? vade farkı almadan kaç taksitle satılabilir ya da?
hayatım, hepi topu 10 taksit üstelik vade farksız yetmedi %3 ekstra chip paralı. ilgilenenler, kartlarını alsın gelsinler, lakin toptan satışımız yoktur. ne de olsa toptan fiyatına perakende satış yapıyorum burada...
olması zor bir durumdur.. her ne kadar eski hayalleriniz gerçekleşmemiş olsa da, gittikçe de bu hayallerden uzaklaşsanız da yenileri illa ki gelecektir.. yapılacak şey onlardan vazgeçmek değil, onları gerçekleştirmek için çabalamaktır bana göre.. çabalamadan gerçekleşmesi için uğraşıyorsanız hayal kurmamak daha iyi tabii..