hayal kurmak serbest şimdi

entry1 galeri0
    ?.
  1. tek başıma evde, gecenin bir yarısı, karanlık her yerde, bir sigara yakıyorum... eskilerden kalmış anıları silmeye çalışıyorum. havaya sinen, bir de yatağa... hani en karanlık an güneşin doğmasından hemen önceki andır derler ya, ben de tam o koyu karanlığın içinden çıkmaya çabalarken buluyorum kendimi, kapıyorum gözlerimi... yeni hayaller kurmaktan korkardım oysa ben. şimdiyse hayallere dalmak için bir an bile beklemiyorum. ne kadar karanlıksa her yan, gözlerim de bir o kadar aydınlık. ve sen gelirken karanlıkların içinden hayallerimin ortasına, sarıya bulanıyor dünyam. bir ben, bir yalnızlığım karşılıklı oturmuşken, gülümseyip ortak olmak istiyorsun hayatıma, ses etmiyorum. içten içe korkuyorum belki, ağır sallantılar yaşamış olmanın verdiği bitkinlikle. ama öyle aydınlık bakıyorsun ki kormak bile gelmiyor içimden. şöyle karşılıklı rakı içeriz beraber belki diyorum içimden, balkonda, batan güne karşı... bir de şarkı mırıldanırız birlikte eskilerden ufaktan ufaktan, başımız tatlı tatlı dönerken... ve belki sarılırım da sana, kokun öyle yakın, öyle içimde... baştan aşağı çirkefe bulanmışken çoğu insan ve yalan vazgeçilmez olmuşken hayatlarda, öylece karşında duruyorum. ve basit şeyler sunuyorum sana, yalansız, öyle gerçek! bir akşam üstü ufak televizyonda beraber film izleriz diyorum belki. ya da dolayıp sarı-kırmızı atkıları boynumuza maça gideriz soğuktan titrerken ve ısınmak için sokulmuşken yanıma. hani içli adamım ya ben, bilirsin zaten, birer kadeh şarap -güzel marmara- bir sen bir ben, daha önce hiç duymadığın şeyler fısıldamak geliyor içimden kulağına. öyle içten ve dahi öyle yalansız. sarılıp sana uyumak ve saçların yastığa dökülmüşken senle sevişmeyi aklımdan geçirerek -yalan yok ya hani- ama zamanın gelmesini bekleyerek bakmak geliyor içimden sana. hani yalnızım ya ben evde, kahvaltılık da yoktur şimdi... sen uyurken öylece kalkıp yanından sıcak ekmek-peynir de almak geçiyor içimden. dedim ya küçük şeyler kuruyorum hep... içinde sen olan ama! tophane den bakarken bursa`ya gül satan çocuk da gelir belki ve tek bir gül alıp bırakmak istiyorum avuçlarına. "yeni başlayanlar için aşk" dersine iyi çalışmış buluyorum kendimi ve kahkaha atmak hiç bu kadar güzel gelmiyor bana yanındayken. güneş karanlığa inat yavaş yavaş yükseliyor...

    yavaş yavaş yükseliyor güneş ve aydınlanırken her yer, gözlerim uykusuzluktan kızarmış zaten, çıkıyorum ben de yavaş yavaş hayallerin içinden. bir parça sarhoşluk kalmış sanki üzerimde, ağzım zehir gibi... sen geliyorsun aklıma, gülümsüyorum... soğuk soğuk su çarpmak yüzüme, ayıltmıyor beni, bir sigara daha yakıyorum... hala uyuyor musun diye bakmaya gidiyorum yanına... ev boş, sen zaten yoktun, yalnızlık hep yanımda, yeni anlıyorum... hızla dönmeye başlıyor başım, yalnızlık bana gülümsüyor... ve ben tekrar hayal kurmaktan deli gibi korkuyorum...

    kasım-06, bursa
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük