hayal edebilme gücüdür.
o güce sahip olana ne mutludur.
yahya kemal, o güce sahip olanların sırtını şöyle sıvazlamıştır:
"yürü hür maviliğin bittiği son hadde kadar,
insan alemde hayal ettiği müddetce yaşar."
not : bu güç parayla satılmamaktadır. satılıyorsa da bizim mahalleye henüz gelmemiştir.
günümüz dünyasında en çok ihtiyaç duyulan şeydir. öyle bir çağa geldik ki, artık yenilikler üretmek için çok geniş bir hayal gücüne ihtiyaç duyuluyor. ama diğer önemli nokta, bu hayal gücünü fikire dönüştürüp pratiğe dökebilmektir.
ciddi paralar kazanmış kişilerin sahip olduğu en büyük özellik.
neden mi? sınırların yoktur o zaman. bildiğin anlamda bir gözünü kapattığında istediğin her şeyi yapabilirsin.
ama önemli olan inanmak. çünkü inandığın kadar varsındır. hayal ettiğin şeyin sırf hayalinde de olsa gerçek olduğunu düşünmek insana tarifi zor bir his verir.
kimisi en kolay yönteme başvurur. bir kitap yazar. belki çok zengin olur, belkide kitap uçar gider ama farketmez. o orada bir dünya yaratmıştır. kendi ürünü bir dünya.
belkide gerçekliğin sınırlarını sevmemiştir, belkide orada rahattır. ama önemli olan oranın "onun" olmasıdır.
ama belkide kendini dahada zorlar. cesaret gerektiren bir seçim yapıp. belki geleceği düşünerek, belkide sırf bir ilhamla bir iş kurar.
kim bilir belkide hakkında kitaplar yazılacaktır, kendisiyle röportajlar yapılacaktır. hepsini düşünerek dahada fazlasını yapar. başarıda işte o zaman gelir.
ve hiç bir zaman unutmaz; daha fazlasını hayal ederek ulaşmıştır bunlara. ve her zamanda böyle olacaktır.
çoğunluk ilk başta inanmaz onlara, inanmak istemez. çoğunluğun kendine ait ama herkes için geçerli olduğunu düşündüğü bir takım kuralları vardır.
o kuralların dışına çıkarsan, hayalperest olursun. ya da onların ismini koyacağı herhangi bir şey. ama hepsi unutur. o hayalperest kişiler şuan milyarderdir.
yada şunu unutur; o hayalperest kişiler şuan mutludur.
kendi kurallarının verdiği sınırlarla yaşamaya çalışmak ve bunun getirdiği stresle yaşamak hepsi için ağırdır.
ama unuturlar, tüm günleri aynıdır. yapacakları şeyler aynıdır. yapabilicekleri şeylerde.
ama her şeyin başında şunu unuturlar:
farz edilen gerçeklikte sınırların olmadığı.
allah'ın bize bahşettiği en büyük güç, koruma kalkanı, seni her şeyin efendisi yapabilecek bir güç; ama gel gör ki başına en büyük derdi verebilir. Mesela gününün çoğunu hayal kurarak geçiren bir insansındırda sonra muhteşem bir beden bulursun onu düşlemeye başlarsın sürekli kafanda sadece o vardır ruhunuda sen seçersin içine muhteşemi koyarsın sonra da olmayan birine asla olamayacak birine deliler gibi aşık olursun.*
insanı birinin sevgisini kazanmak için yalan söylemeye yönlendiriyorsa anlamsız ama yaratıcı ve sanatsalsa muhteşem bir özellik olarak anlatılası nitelik.
Birgün kızımın terasta "baba makarna yapalım mı?" demesiyle aniden o an yanımız da ki çamaşır mandallarını bir kapta, su ile hayali bir ateş üzerinde, hayali bir şekilde yağını tuzunu ekleyip onbeş dakika pişirdik ve tabiki sonunda tadına da baktık sözlük. Bugün yine menü de mandal makarnası vardı yanında da mandallı paspas böreği. Hayal gücü çok güzel birşey.
günümüzde kullandığımız her nesnenin çıkmasını sağlayan, insandan insana farklılık gösteren, türkiye'de ki reklamcıların ve dizi senaristlerinin yoksun olduğu güç.
insanın hayatta karşılaştığı sorunlar neticesinde edindiği yetenektir, olaylara farklı bakmaktır. Hayal etme olgusu kendi kendine ortaya çıkamaz, güdüleyici bir şey gereklidir(bir kadını elde etme isteği, öne çıkma isteği, bir şeyi iyileştirme isteği vs.).