çocukken büyüyüp kocaman adamlar olmayı hayal ettik hep... büyüdük ve çocuk olmayı hayal ettik.
ergen sivilcelerimizi akne merhemleriyle öldürmeye çalışırken güzel bir sevgili, göğsüne sıcacık öpücükler kondurduk hayallerimizde... gün gelip o güzel sevgilinin elinden tutarken, başka güzel sevgiliyi hayal ettik yatağımızda. sevgiliyi aldattık...
özgürken umurumuzda olmayanlar, özgür değilken en huzur veren hayallerimiz oldu.
askerde halıya çıplak ayakla basabilmeyi, ince belli cam bardaktan çay içebilmeyi istedik...
kışın titreten soğuğundaki o sıcacık evimizde ince belli bardaktaki çayımızı yudumlarken, dünyanın öbür ucundaki sahillerde içtiğimiz biralarla aldattık askerlik hayallerimizi.
Bedava olan yegane şeylerdendir.
Düşünmekle bağlantılıdır, o yüzden abartıldığında kafayı sıyırma ihtimali kişide yükselir.
Ne olursa olsun güzeldir hayal etmek, ama umuda da fazla bağlamamak gerekir.
Fazlası zarar dedik, azı da zarardır; hırssız, isteksiz, dar görüşlü (ve daha nice şey) birine dönüşürsün.
ulaşılabilecek hayaller zararsızdır. ki bunlar çokta hayali büyümez inanın gözünde. hayal edersen ve bir gün gidip alırsın nihayetinde. birde hayaller vardır ki, yastığa başını koyduğunda, otobüse bindiğinde yağmurun çizik atarak geçtiği arkası şehrin ışıkları camlarda, bir müzik dinlerken yada kitabın en üzücü saırlarında akla düşer bu hayal. hem bi an önce yola koyulmak istersin ona ulaşmak için hemde kırmızı ışıklara takılır gözün gidemezsin...
ve hayallerimizi bozacak hiç bir leke olmamalıdır düşüncemizde. sonu yine bizedir bunun... günlük hayatta yaşadıklarımız gerçekler, kafamızda canlandırıp geleceği uzak zamanlarda yada hiç olmayacak düşlerdir hayal.