Bir dünya yaratırsın ve her şeyin efendisi olursun, her şey istediğin gibi olur, derdinden tasandan uzaklaşırsın... Çünkü allahın sana verdiği muhteşem bir güçle istediğini kafanda yaratabiliyorsundur.
gerçekle hayali eyırt edemicek duruma gelmektir. bir süre sonra beyniniz bulanmaya çevrenizdekileri o karakterlere sığdırmaya çabalarsınız. çocukluğumdan beri yaparım bunu.
gerçekten durumun kötüleşmeye başladığını gösterir. müzik dinlemek ya da televizyon seyretmek yani devamlı ses duymak durumu hafiften düzeltse de ortamda ses olmayınca yine hayal dünyası başınıza çöker. örneğin salı ve perşembe günleri belirli bir karakterle konuşmak zorunda olmaktır. yalnız kalınca bu hayallerin başınıza çökmesidir. insanlarla konuşmaya onlarla görüşmeye vakit kalmaz. devamlı bir senaryo döner, siz oynarsınız ve durup kendinize baktığınızda gerçekte hiçbir şeyden kaçamadığınızı fark edersiniz. bu bir çeşit bağımlılıktır.
klasik türk filmlerinde genellikle zengin sıpalarında gördüğümüz durumdu bu. hayatın tokatını tatmamış, yediği önünde, yemediği arkasında. gerçek hayatta da var bunlardan ama filmdekiler gibi rahat izleyemiyoruz.
kırıkları illaki yaralayacaktır.
soluklanmak için kaçtığı bir dünyaysa bu, kendisine faydalı olacaktır ama genel itibariyle hayal dünyasındaysa psikolojik destek alması gerekecektir. zira kırakları ruhunun enfeksiyondan ölüp gitmesine sebep olacaktır o farkında bile olamadan.
Yaşıyor olmanın zevkli yönüdür. Istediğiniz dünya zihninizde canlanır, istediğiniz müzikler çalar. Her şey istediğiniz gibidir. Uyku esnasında olanı daha zevklidir çünkü gerçeklikle bağı daha zayıftır uyku hayallerinin. Bilinç yerinde iken hayallerin çoğunun gerçekte olmamasının acısını duyarız.
yakın zamana kadar benim de dahil olduğum durum. "şimdi çok mu gerçeklerle yüzyüzesin?" diye sorsanız, yooo sadece dünyayı daha bir hoş görmeye başladım. yani dikkatli bakın dünyaya, hayal değil gerçeklerin daha keyif verdiğini göreceksiniz. elbette haber bültenlerini izleyin demiyorum, ama bi rezillik, bi çarpıklık görünce haline şükretmek, insan olmanın savaşını vermek, zorluklara karşı savaşmak bence huzur verici.
ateistleri tenzih ederim. *
don kişot. hayali dünyanın en mükemmel insanı. bu amına koyduğumun hayatından kendini soyutlayıp kurduğun hayallerde yaşamak, şu içinde bulunduğumuz dünyadan milyon kere daha huzurlu.
Başta düşünüldüğünde güzel bir şey gibi dursa da zamanla gerçek dünyadan soyutlanmaya başladığında insanın kendine zarar veren bir eylem haline geliyor.
Bin kişinin yaşam hakkini bir kisiye veren sistemi desteklersen hep hayal dünyasında yaşarsın. Senin evlenme, sevdigini etkilemek için maddi güç, ev ve arab paran patronlarin, faiz lobisinin ve tüccarlar in cebinde. Sen hayale devam et. Hatta hic ayikma ki mal sahipleri tadirgin olmasınlar.