havva, adem'in yanıbaşına uzandı. kolu başının altında, gözleri bulutlarda. yumuşak ve tatlı bir sesle, söyle, dedi, ben nereden geldim? nereliyim, neredeyim? özüm aslım ne benim?
hani ya, merak onun özelliğiydi.
aynı özden yaratılmış olmalıyız biz, dedi adem. aynı cevherden, aynı yerdeniz. aynı yurttan gelmişiz, aynı evdeyiz. sol yanında boşalan yerin acısını unutmuştu.
öyle sıcaki tatlı, öyle şirindi ki havva, öyle candandı ki aşikar edilmemiş olsa bile, adem onunla bir candan yaratıldığını şeksiz, şüphesiz bilebilirdi. ne yandan olsa da, dikkatle baksa da bakmasa da, havva adem'le aynı surettendi aynı özdendi.
*** havva kolunu başının altından çekti, yarı doğruldu. saçları yüzünün yarısını örttü. parmağının ucunu adem'in sol göğsünün altında, kalbinin üzerinde gezdirdi. yaseminleri yoktu ama saçlarının ucundan sümbüllerini serpti. yok, dedi, ben senin eğe kemiğinim. bak tam şurada benimle dolar bir boşluk. ben olmasam sen de bir yokluk ki ne yokluk! ***
adem, üsteledi, biz seninle aynı özden yaratılmadık mı?
ısrar etti havva. yok, dedi bir kez daha. aynı özden yaratılmış olsak da, uzak tutma beni kendinden. senden başka bir ülkeden gelmiş olamam, farklı bir topraktan yaratılmış olamam. ben senin eğe kemiğinim, öyle değilsem bile öyleyim.
seninim ben, sendenim... farklı bir yurda sürgün etme. böyle kabul et beni.
kadındı, temsilleri seviyordu...
ister onunla aynı cevherden aynı özden aynı nefisten.
ister sol göğsünün altındaki eğe biçimindeki kemikten, adem'in bedeninden.
her ne'den, her neden yaratılmış olursa olsun,
adem onun yurduydu. o neye adım atsa adem'e doğru, adem onaa doğruydu.
o varsa her şey tamam.
o yooksa adem eksikti.
aralarındaki bir eksiklik tamlık ilişkisi.
ne eksikse adem'de, havva'da o fazla. ne fazlaysa adem'de, havva'da o eksikkti.
onlar orada öylece birbirlerinin varlığında tamam, eksiğinde eksik. daha fazlası yokken. *
aklıma kaburga dolması getiren uçuk kaçık fikir yumağı. kadına laf atacak ya.
kadın ademin kaburgasından oldu diyelim. sadece bu iki cins insanın olduğu zamanda nasıl üredi bu insanoğlu?adem- havva çifti akraba olmadıkları için birleşti çocukları oldu. pekii sonraa?
Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde bir gözetleyicidir.
diyanet tabi ondan da kelimesinden sonra bir açıklama yapma gereği duymuş. demiş ki. "Buradaki ondan ifadesi onun türünden şeklinde de anlaşılabilir."
yav kardeşim lafı eveleyip gevelemenin ne anlamı var? "ondan da" dediği adem'in kendisinden yaratmış işte!
kaburga olabilir, süt dişi olabilir ne olursa olsun...
Bazı çevrelerde aşağıdaki gibi anlatılan bir hikayedir:
Tanrı Adem'i yaratır. Adem Dünya'ya gelir, bir süre etrafını tanır. Sonra canı sıkılmaya başlar. Bir gün Tanrı'ya gider ve kendisine bir eş yaratmasını ister. Tanrı da der ki:
Bunu yapabilmem için senin bir parçanı kullanmam lazım. Vücudundan bir parçayı bana verirsen, sana bir eş yaratacağım.
Adem düşünür; kolunu verse olmaz, bacağı olsa olmaz, kafasından bir bölüm hiç olmaz. Düşünür, düşünür ve kararını verir. Tanrı'ya gider ve der ki:
aslen ilk kadın lilith'dir. sex yaparken adem'in üste geçmesini istemeyen ve kendine verilen üreme görevini kabullenemeyen biridir. kadının sadece üreme aracı olmasını kaldıramamış ve tanrıya isyan etmiştir. tanrı da onu nod'a sürmüştür. ardından havva'yı yaratmış ve itaatsizlik etmesin diye de adem'in kaburga kemiğinden yaratmıştır.