bir insandan nefret edebilirsiniz, düşünceleri size iğrenç de gelebilir, hatta ve hatta ölmesi gerektiğini bile düşünebilirsiniz, ama düşüncelerine gem vuramazsınız.
idam mahkumlarına bile son sözlerini söylemesi için fırsat verilir, burda çok anlamlı bi çelişki yatar aslında. faşist insanoğlunun vicdanı, katılaşmış yüreklerden ancak bu kadarını koparabilmiştir. diline vurulan perçinler den dolayı çatlayan yüreğin haykırışı darağacında son bulsa da, perçini vuranlar ın vicdanındaki kıpırtı en azından ölüme giderken dillerdeki perçini kaldırmıştır. belki de yürek çatlamadan önce son bir haykırışın gerekliliğine o katılaşmış kalpler bile ikna olmuştur.
gelelim niçin havlama hakkı dediğime, demiyorum ki her düşünce suçlusu havlıyor. ama size göre havlayan insanları suçlu ilan edemezsiniz. köpeklerin bile kafanızı şişirme hakkı varken insanlardan bunu esirgeyemezsiniz. hoşgörü dediğimiz kavram aslında, nedir? hoş görü kelimesinin içindeki alaycı yaklaşımı sezebiliyorsanız dediğimi anlıyor olacaksınız. bi insan niçin hış görülür? tabi ki kusurlu olduğu için.yani düşünce özgürlüğü size hoş gelmeyen düşüncelere hoşgörü ile yaklaşabilmektir. sizin için havlıyor bile olabilirler ama hoşgörmelisiniz.
demiyorum ki her düşünce sempati ile karşılanmalıdır. ama asla düşüncelere gem de vurulmamalıdır. insanlar havlayabilirler, ama bu hakları vardır. köpekden aşağı insanlar da vardır belki, ama onlardan da havlama haklarını esirgeyemezsiniz.
dostlarım vel hasılı kelam: insanlar kimi zaman saçmalayabilir, salyası akan bir köpekten daha çok nefretle etrafına kin kusabilir. bunları olabilir havlasın köpek diye geçiştirmeyi bilmeliyiz. ama asla yanlış anlaşılmasın, fikirleri tehlikeli olabilir insanların ama icraate dökülen fikirler sorumluluk gerektirir. icraat dökülen fikirlerin cezai sorumluluğu tabi ki vardır. o konu zaten kolluk kuvvetleri ve adalet sisteminin konusudur.
ben nickime rağmen köpeklerin havlama hürriyetine dahi sahip çıkıyorsam, heralde büyük bir erdem olsa gerek hoşgörü.
Kendilerini barışın adresi olarak gösteren kuduz köpeklerin çeşitli kürsülerden salyalarını akıta akıta kutsallar üzerinde yapmaya çalıştığı dezenformasyonu görünce, engellenmeli mi acaba diye sormadan edemiyor insan.