trt 1' in edebiyat uyarlamaları yaptığı dönem, yanılmıyorsam ve yanlış hatırlamıyorsam 4 5 bölüm olarak çekilmiş, sait faik' in öykülerinden olu$an dizi. tadından yenmez idi tadı damağımda kaldı. dizi izlemnin keyif verdiği bir dönem ya$attı trt, sağolsun.
öyküde yorgiya, su dolu kovaya bakmaktadır ve gökyüzünün yansıması kovadaki suya vurduğundan kovada bulut görür ve annesine bağırır, "-mama! mama! havadaki bulutu kovama doldurdum götürüyorum." ne var ki yorgiya'nın bulutu, kovayı evden içeri sokunca kaybolur..
24 ağustos 2008 ankara çocuk yuvası zirvesinde birlikte ip salladığımız yazar. ip atladık demiyorum yaklaşık yarım saat ipi salladık bundan gocunmuyorumda kesinlikle sadece insan bi uyarır demek istediğim yazar şöyleki; estel' cim ipi sallaman yeterli seninde aynı anda zıplamana görek yok yorulursun akşama her yanın ağrır demedi. *
zirveler hakkında benimle aynı şekilde düşünen, soyismine bayıldığım yazar. cin cin bakışı görüp "bu adamla gece muhabbetleri sağlam olur" diye düşündürtmüştür bana. tabi kısa sürdü ilişkimiz.
üç yıllık yazar, artık doktor, ilk entrylerini keyifle okuyan, artık tumblr'da takılan, tivit yazan, çeviri yapan, atama bekleyen, doktora artığı, septik şok serdengeçtisi, uyuz, hala tembel, mutlu, giderek janti, torrent vampiri, wikileaks hastası, ubuntucu, beleşçi, mizantrop ve buraya sonrası için bugunünü not düşen adam. adam dedimse lafın gelişi!
kendisi hala hayatta, hala yazıp çizmekte, goygoyda, akademinin ve endüstrinin karanlık tarafında, yine mizantrop, her zaman doktor. üç-beş senede bir yazar.