genelde işsiz güçsüz, çakal çukaldan oluşur bunlar, tuttukları takıma yeni transfer olmuş yabancı futbolcu/teknik direktör kişi uçaktan inince aptal aptal tezahürata başlarlar, aprondan çıkınca daha da azarlar. kendilerine hiçbir faydası yoktur bu yaptıklarının. dünyanın en gereksiz insanlarıdırlar...
kendi eşini, dostunu karşılamaya gelmişken asıl amacını unutup gaza gelmiş "höylöylöy hoşgeldin x" şeklinde kendini kaptırması muhtemel de olabilen kişilik.
şimdi guti'nin görüntülerini görünce haklarında iki satır yazasım geldi. bazen "ulan bunların da işi gücü yok, hayvan gibi para kazanamya gelmiş adamı karşılamak için götlerini yırtıyorlar" diye düşünüyorum. bazen de "aslında özel bir karşılamaya değecek adam gelirse gidilebilir, pek de eğlenceli olur, neden salaklık olsun ki aşık olduğun renklere bomba bir adam gelmiş" diyorum. ki zamanında kaka'yı görmeye gidesim vardı çok. (bkz: #2068759)
mühim olan; oraya gidip, gelen futbolcuda sevimli bir şaşkınlık yaratmak ve ya götünü kaldırmak değil. mühim olan; para hırsından gözü dönmemiş, işine ve taraftara saygısından ruhunu ortaya koyabilecek adamı karşılayıp "iyi ki buraya gelmişim" dedirtebilmek.
velhasıl, ben de bir kereliğine o dallamalardan olmak istiyorum sanırım. mesela şu "türkiye'yi de seviyorum" diyen raul, sarı kırmızı formayı giymek üzere istanbul'a gelse.
fenerbahçe'ye acıyıp 2 dakikalık şampiyonluk çoşkusunu yaşatan taraftarlardır.*
yalakalık olsun diye başbakana tezahürat yapmayan taraftardır.
vuvuzelayla bile kırılamayan 132 desibel rekoru olan taraftardır.
türkiye'nin hatta dünyanın en sosyal taraftarlarıdır.
dünya'nın imrenerek baktığı taraftardır.
(bkz: çarşı)
görmemişliğin kitabını yazan tiplerdir. adamcağız geldiğinde kral muamelesi yaparlar ama maç içinde bir kritik pozisyonu kaçırsa ne anası kalır ne bacısı.