Ne garip şey. Gözle görülmüyor ama görüyoruz. Sesi yok ama duyuyoruz. içimize çekiyoruz binbir çeşit koku buluyoruz. Hatta o anki psikolojimizi bile o yönetiyor.
Biraz önce güneşin gitmesi ve karaltıların odayı basmasıyla gelen ağlama isteğim; beni anılarıma götüren duygusallaştıran üzen tek sebep hava. Garipsiyorum çünkü insanlar bile birini bu kadar kolay etkileyemiyor. Ya da benim etkilenesim var.
Bildiğim tek şey içimi hüzün kapladığı. Çok derin bir çukura atılmış gibi hissediyorum.
ısınınca yükselir. genelde planörler bu özelliği motorsuz bir şekilde yükselmek için kullanırlar. biz ise aynı termal havanın içinden geçecek olursak uçak kendini bir anda sağa veya sola atar, özellikle küçük uçaklar ile uçuyorsanız bunu çok daha fazla hissedersiniz. fakat biz planör gibi bu sütunun içinde dönemeyeceğimizden pek faydasını görmeyiz, bir anlık düz uçuşun bozulmasını takiben olaya ayak uydurur kaldığımız yerden devam ederiz.
"Hava dört element içinde en ruhani olanıdır ve melekler havada uçarCinler ve eğer varsa hayaletler onun içinde bir başka boyutta kendilerince hayat sürerler.Çok sevinçli olduğumuz vakitler uçmak gelir içimizden Kuşlar gibi özgür olmak... Üç boyutu birden yaşamak... Bu ancak havayı hissetmiş bir varlığın hayali olabilir.Nitekim uçaklar, kelebekler, veya bülbüller; hava olmasa uçamazlardı. Avucumuzdan uçurduğumuz kuru bir gül yaprağı, eğer hava olmasaydı, yere bir külçe gibi çakılırdı."
havanın bizimle dalga geçtiğine inanıyorum şu günlerde. bir gün sıcak bir gün ise mont giydirecek kadar soğuk olması insanı çıldırtıyor, en azından beni.
havanın taşak geçtiği insan oldum, yine. sabah camı açıp kolumu dirseğe kadar dışarı uzatarak yaptığım hava tahminiyle havanın 7 derece olduğunu anladım, belki yedi buçuk. ona göre üstüme bi tişört geçirdim bi de montumu giydim çıktım dışarı. öğleden sonra montumun kolunu yine dirseğe kadar sıyırıp bi hava kontrolü daha yaptım ve havanın onbeş dereceyi falan baya geçtiğini farkettim. işte son, o an başladı. günün sonuna kadar montla elele cicim aylarını yaşayan bir çift gibi dolaştık. ertesi sabah, yine kolumun dirseğe kadar olan kısmıyla yaptığım hava tahminiyle, balkanlardan gelen soğuk havanın da etkisiyle havanın yine 7 derece falan olduğunu anladım. 'ulan şimdi tişört giyip montu alsam, hava ısınınca montu çıkarır tişörtle dolaşırım, hava soğukken de üşümem; ama montu elimde taşımak zorunda kalırım. o zaman bi kazak giyeyim, şimdi üşümem hava ısınınca da az terlerim. o da olmaz lan, o zaman tişört giyeyim üzerine ince mont giyeyim, ama öyle yaparsam da şimdi üşürüm.' ikilemi saçlarımın beyazına beyaz kattı. havanın taşak geçtiği insan oldum, yine.
delinme dayanımı 30000 v/cm dir. yani siz arasında 1 cm boşluk olan iki metal çubuğu yanyana getirir ve bu metal çubuklardan birine 30000 voltluk bir gerilim uygularsanız, bu elektriksel şiddet havayı delecek ve diğer metal çubuğa atlama yapacaktır.