var böyle bi' şey. hatta daha düzgünü "hava atmak için çantada taşınıp okunmayan kitaplar" olacaktı ama karakter şeysine takıldım.
özellikle otobüste ortaya çıkıyor bu okunmayan "okunan" romanlar. böyle kalın hayvani kitaplar felsefe üzerine dünyayı yeniden big bang şeklinde oluşturacak bi' beyin fırtınası yaratacak kitapları otobüste okuma çabaları ile dikkat çekmeye çalışırlar bu kitapların okurlar.
ann chamberlin'in 'safiye sultan' kitabı bir zamanlar 3 liselinin birinde mutlaka bulunurdu. elden ele gezerdi. biraz okudum ve anlatımına hayran kalmıştım. ancak merak edip araştırdığımda gördüm ki anlatılanlar hayal mahsulüymüş. yine de güzel kitap.
bilumum sadece çok satan, çokca ün yapmış yazarların, filozofların, profesörlerin yazdığı kitapları okuyan bünyedir. popülerizmin içinde boğulup gitmesi kuvvetle muhtemeldir.
(bkz: karamazov kardeşler) dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olmasından olsa gerek, ağır bir dili* olmasına rağmen nedense eli kitap gören herkes* bu dostoyevski klasiğini okuduğunu iddia edip hava atma gereksinimi duyar. arkadaş anlat bakalım ne anladın diye sorduğunuzda aldığınız yanıt baba katilliği odaklı, kısır, freud' un " ben demiştim zaten. " tipi analizlerini desteklercesine sığ cevaplardır. ama olay bu merkezde sınırlı değildir elbette. bu tarz dili ağır kitapları okumak edebi altyapı, birikim ister. yoksa zamanınızı da, eseri de mundar edersiniz. dere de ısınma turları yapmadan okyanusa açılmaya benzer bir nevi. elbet bir noktada boğulursunuz. herşeye rağmen dostoyevski sizinle gurur duyuyor merak etmeyin, idmansız edebiyatçılar sizi..
alışılmamış bir çevrede entel arkadaşlarla konuşurken sırf hava olsun da bende entelim gibilerinden nara atan kesimlerin yaptığı eylemler.
olası bir diyalog :
-evet karamazov kardeşler çok güzel değilmi üstad. zaten dostoyevski de yazmış değil mi?
+tabi abi ne diyorsun sen okudum onuda aslnda biraz basit kaçtı bana neyse okuyorum işte kitap kurdu derler bana. tabi ben her önüme gelene bunu söylemiyorum işte.
otobüste okunan tutunamayanlardır kesinlikle. tuğla gibi derler ya hani, kalın olması onu da hava atılacak kitaplar kategorisine sokar. muhteviyatı, karakterleri ve yazarın kişiliği düşünüldüğünde, hava atmak için okunulacak son kitaptır herhalde.