istanbulun ortasında çayır çimenin bol olduğu yerde ineğin sırtına bindiğimi hatırlıyorum. birisi düşmemem için beni tutuyor. Anneme sormuştum, böyle bir şey oldu mu diye? ben tutuyordum seni dedi. sene 1989 falan herhalde.
kocaelideyim. hava soğuk kış günü. denize bakıyorum sonra dönüp babamın parmağını tutuyorum. o derece küçüğüm. sonra burnum akıyor. babam cebindeki peçeteyi çıkartıp siliyor. kahretsin. böyle olmamalıydı.
Çocukluk saçmalıkları/şirinlikleriyle dolu anılardır.
Kaç yaşlarındaydım bilmiyorum.
Sanırsam 3-4 aralarındaydı.
Oturduğumuz ev yokuşun oldugu bir yerdi. Çocuklarla beraber oynarken yere düşmüştüm. Koşa koşa eve gittim, canım acıyordu ama ağlamıyordum. Çocukken de canımın acısıyla ağlamazdım.
Eve gittiğimde annem 'aaa noldu bu dizine, deve çıkıcak bak şimdi' demişti.
Gerçekten deve çıkacağını sandığımdan korkup bağıra bağıra ağlamıştım. 'Deve çıkmasıııın, ühüüüğğ. Deve çıkmasınnnn.'
Annemin bahsettiği devenin kan olduğunu anlamam çok uzun sürmüştü. (beş yaşıma kadar falan)
Düştüğümden dolayı ağladığımı sandığından babam bana çok kızmıştı. 'Kendi düşen ağlamaz.' der sürekli. Halbuki kızmak yerinme sarılsa susardım. Bilirdi.
O yaştaki bir çocuğun güçlü ve dirayetli durmasını beklemek çok saçma.
Çocuksun sonuçta, güçlü durmayı değil, şefkati öğrenmen gereken zamanlardasın.
Not: annem bir dondurma alarak beni susturmuş ve yarama pansuman yapmıştı. Ne kadar garip günlerdi.
Dört buçuk yaşımda bizim evin bahçesinde teyzemin eşiyle birlikte çimenlerde uzanıyordum ve bana küçükken parasını kaybetmesini anlatıyordu, dün bir anda aklıma geldi anneme anlattım dört buçuk yaşındaydın doğru hatırlıyorsun dedi bir de fotoğrafımızı gösterdi.
3 buçuk yaşında komsumuzun benimle aynı yaşta olan kızıyla oyun oynamamız. Salıncakta onun 3 aylık kardeşi uyuyodu ve o güne ait bir fotoğraf var. Çekilme anı dün gibi aklımda.
Asfalt yol henüz yapılmadan mahallede bisiklete binip sözde motocross yapıyoruz. Feci dusmustum. Bunu hatırlarım. Birde meybuzu ilk bakkaldan alıp sonradan onun posediyle içine kola koyup guya dondurma yapardık. Ev meybuzu. Hey gidi hey.
annemle yan yanaydık, konuşamıyordum o zamanlar, ikimizde de beyaz boncuklu bordo bir elbise vardı. hayatımda gördüğüm en güzel kız gibi gelmişti o an.