her şeye rağmen nefes almaya devam etmemizi sağlayan anlardır.
saat 1 civarı... bir ilkbahar gecesi... sahil kenarında arkadaşı ile sohbet edip bir miktar alkol tüketmiş ve henüz dönmüştür oturduğu semte aylak. hafif bir yağmur vardır şehirde. o kadar hafif ki , ahmakları dahi ıslatmayı unutmuş olmalı gökyüzünün kadim gözyaşları. hava ne soğuk , ne sıcak. hafif yalpalayarak atmaktadır adımlarını. hala güzeldir bizim aylağın kafası. o kadar tatlı bir sarhoşluktur ki onunki , attığı adımlar dahi gülümsetmeye yetmektedir kahramanımızı.
birden ana cadde ile kesmeye karar verir ilişkisini , dalar ara sokağın birine. tahminen 1-2 dakika yürüdükten sonra , titrek sokak lambasının aydınlattığı o kaldırımı görür. öyle ki , aç bir aslanın avlanma içgüdüsü kadar kuvvetli bir oturma içgüdüsü oluşur bizim aylak'da. yaklaşık 10 saniye kadar kafasında bir muhakeme yapar ve oturmaya karar verir.
oturur da. elini cebine atar , kulaklığını sarmış olduğu telefonunu ve hemen ardından içine çakmağını da koymuş olduğu soft sigara paketini çıkarır.takar kulaklığını. dinleyeceği müziği dahi seçmeye çalışmaz. sanki big bang'den hemen sonra karar verilmiştir o an dinleyeceği şarkıya. ardından yakar sigarasını. hiç bir şey düşünmez o an. kimsenin sureti canlanmaz aklında. sadece müzik... hisseder o an , bir parçası olduğunu dünyanın. ilk defa mutludur evrende bir hacme sahip olduğu için.
evet sözlük , benim o aylak. hayatımda dinlediğim hiç bir şarkıdan , hayır hayır , hiç bir aktiviteden o kadar keyif almamıştım.
Yine gece bu saatlerde çalan bir telefon. Endişeyle, biraz da korkuyla gelen cevap. Kabus gördüm hiç iyi değilim diyen o hoş ses.
Belkide birkaç saat uykusuz kaldım o gün ama şikayetçi değildim. Huzuru hissediyordum, mutluluğu. Onlarca metre, kilometre uzaktan yanyana gibi insan.
Ya şimdi? Akla gelen eski hatıralar sadece. Uyku kaçıran, bu saatte uyutmayan.
sakaryaspor'un orduspor karşısında bank asya'dan düşmemeye oynadığı sene(ilk yarı kurulan kadro 9 puan toplamış ve düştü denmişti,ikinci yarı 0'dan kadro kuruldu ve 2.yarının lideri oldu ama averajla düştü)1-0 öndeyken 90'da yediği golle maçın 1-1'e gelmesi.golü eski kaptanımız atmıştı üstelik bize ve golden sonra aşırı seviniyordu.
staddakilerden bazıları yere çökmüş,bazıları ağlamaya başlamış,bazıları boş gözlerle sahaya bakıyordu.sakarya'lı oyuncular yere uzanmışlardı,sonra mustafa sevgi gözyaşlarıyla topu fileden alıp santraya koydu,+2 kaldırmıştı hakem.santra yapıldı,top defansa döndü,kaleci atilla sol tarafa doğru sallama bir top attı,top hala gözyaşları olan mustafa sevgiye geldi,bir çalım,bir çalım daha bir şut.....ve gol.o sene sonu düştük,istanbul'daki kasımpaşa maçına gittim düştüğümüzde ve çok üzüldük ama,o gol anı unutulmaz.
6 yaşımı doldurduğumda evde doğumgünü pastam ile uğraşırken annem ile babamın kavga ettiğine tanık olmuştum. hatırladığım ilk adam gibi tartışmaları da buydu. keşke o günlere geri dönebilsem.