Fotoğraflar, kaybedilince bir daha erişilemezler çünkü. Bünyeniz kaldırabiliyorsa fotoğrafları saklamak, ilerleyen günlerde bakınca yüzünüzde anlık gülümsemeler oluşmasına vesile olur.
boş su şişesi,
evlilik teklifi eden bir arkadaşın yüzük kutusu,
anısı olan bir kola kutusunun açma halkası,
amerikadan gelen, içi çikolata dolu olan bir kargonun adres kısmı,
sanırım bunlar sadece %3ü
konser biletleri, uçak biletleri, faturalar, broşürler, sonbahar yaprakları, kozalaklar, şişe mantarı, eski paso-evet paso diye bir şey vardı-ve bilimum oraya buraya giriş kartları.
bir gün kızıldeniz'de dalıyoruz, karşımıza çıktı. neyse zar zor boğduk öldürdük bunu. dişini kendime aldım, çekicini de inşaat mühendisi bir arkadaşa hediye ettim. o da çekici saklıyor...
Benimkisi şunlar: Açık Lise için türk dili ve edebiyatı ders notları, 2005-06 eğitim öğretim döneminde ben ilköğretim 1'deyken ablamın bana yazdığı karga ile tilki adlı kompozisyonun orijinal kopyası (diğer ablam tarafından özenle saklanmakta), arabadan 1 dakikayı bile geçmeden söktüğüm reno ve vosvos amblemi (reno'da fena enselenecektim. Ama amblemi sökmem 5 saniye sürmüştü), 1 Aralık 2010'da 12. Yaş günümde bana alınan kırmızı ford mustang 1960 maketi, 2002 ve 2005 emisyonu 10 kuruş (2002 olan 10 kuruşun 100 Bin versiyonuydu), yeni açılan araba şubesi tarafından verilen duvar saati (şuan yedek olarak saklanmakta. Çalışıyor ama pil yok ve az kullanıldı) ve çalışır durumdaki kodak flash bellek. Devamı eklenirse entrym güncellenecek
Aileme gelirsek: Annem, benim bebek battaniyemi dikkatle özen gösterir. Hala solma belirtisi yok. Babam da sebepsiz yere düz inşaat demiri saklamakta
eski sevgililerimden hatıra olarak aldığım nesnelerdir. üzerlerine etiket yapıştırıp adlarını da yazarım, kutuda dururlar öyle. Bir nevi hatıra kutusu.