bir örnek cümlelerle bezeli kağıt bütünlüğü... kilidini beğenmeyip, daha büyük kilit talep edenler vardır mutlaka. kırtasiyeci de bu kişiyi "asma kilit taktırın bari" der bakışlarla uzun süre süzer.
nilüfer'in soyledigi soz ve muzik mustafa alpagut'a ait olan ozlem sarkisi .
çorak gönlüm dökülen gözyaşımla sulanır
yıllar önce gömdüğüm aşk yeniden canlanır
hayalimde sevgilim salıncakta sallanır
onu buldum sanarak dertli gönlüm aldanır
yine beni benden aldı hatıralarım
yine beni derde saldı hatıralarım
kalbim aşkla dopdolu hatıra defterimdir
onun en güzel yeri inan yine senindir
şimdi bana hatıra birkaç söz bir resimdir
bunun bende yarası umduğundan derindir
içinden bir sayfa ya da bir yaprak ayırtıldığı için her zaman sahibine teşekkür edilen defter.Hayır ayırırken bana mı sordun ben niye teşekkür ediyorum.
eskiden yıllık çıkarma modası olmadığından olsa gerek , daha çok ortaokul ve lise öğrencilerinin, özellikle de kızların tuttuğu defterlerdir.yıllar sonra okunduğunda gülümsetirler. genellikle sevilen arkadaşlara ya da eşe dosta verilirdi yazması için. dış kapağında ya batan güneş manzarası olur ya yine böyle bir manzara önünde sarılmış sevgililer bazan bir gül, çiçek böcek. kendine özgü klişeleri vardır buradaki yazıların. benim de unutmadığım mahalleden çok sevdiğim bir ablanın yazdıkları idi:
hayat bir aynadır
sen gülümsersen, o da sana gülümser
bu deftere yazı yazan arkadaşlar yazılarına 'bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim' sözüyle başlayıp, 'don't forget me' ile yazılarına noktayı koyarlar. araya da birkaç mani sıkıştırıp* hatıra defterinde kendilerine bir yer edinirler.
ekseri ilkokul ve ortaokul siralarinda arkadasa ese dosta yazdirilan defterdir.suslu puslu olur.genelde cok yazacak insanlar vardir ama tavandaki fareler kalemini yerler.seneler sonra acilip bakilinacak ah ne guzel yillarmis denilecek zannedilir.su tarihe kadar o defterlerini okuyan birini pek gormedim.bir kere okuyayim dedim, ah ne guzel yillarmis demeyip, ulan ne salak insarlarmisik dedim kendi kendime.