evet sevgili hatemoğlu bu sana ikinci entryim. içimi acıtıyorsun biliyor musun? ne olurdu yani o kadife kahverengi ceket 250 değil de 100 lira olsaydı? ne olurdu o kaban 500 küsür lira olmasaydı? bu kadar pahalı olmak zorunda mısın? halbuki ben şu öğrenci halimle bile sınırlarımı zorlardım senin için ama sen çok ulaşılmaz çok mağrursun refikam. enzar-ı dikkatimi celbettiğin günden beri gözüm ne polo görür oldu ne pierre cardin. ya vur öldür beni ya da gel etme eyleme.
son reklamı pes dedirten şirket. halka inicem, talep tabanımı genişleticem diye o janti erkek manken gülümsemelerinin altına hatemoğlu derler diye türkü montajlamışşsın ya yuh. hani tabiri caizse at sikine kelebek konmuş dedikleri absürtlüğü kesinlikle yakalamışsın bravo.
Mallarını BiM'de satmaya başlayarak prestijini yerle bir eden, ardından da battı balık yan gider felsefesiyle cemaate hediye çeki dağıtarak ortada marka değeri diye birşey bırakmayan erkek giyim markası.
güzel gömleklere sahip markadır. amma bazen müşterisinin 1.5 lirasına bile göz koyabiliyor şöyle ki : Geçen girdim gömlek seçiyorum 2 tane aldım kasaya gidiyorum, danışmanın biri bir gömlek daha alın 20 lira indirim var dedi. iyi dedim alayım, aldıktan sonra faturada gördüm 18 lira 50 kuruş imiş indirim. Gerek yok böyle harektlere hatemoğlu.