türkiye'de nesli tükenmekte falan olmayan insan grubudur. tecrübelerime dayanarak diyebilirim ki, memleketin yarısından fazlası bu tip insanlarla doludur.
arthur schopenhauer şöyle der; yanlış bir görüşü geri almak onu savunmaktan daha çok kişilik gerektirir.
bazen ciddi ciddi düşünüyorum acaba bende öyle biri miyim? birileriyle konuşurken hatalarımı savunmamayı bir güçsüzlük olarak görüyor muyum? çünkü öğrenmenin/büyümenin önündeki -belki de- en büyük engeldir hatayı kabul etmemek. korkularımın başında gelir. ancak yine de cevabını verirken, kendime karşı ne kadar dürüst oluyorum, kendimi ne derece kayırıyorum bilemiyorum. bildiğim bir şey varsa o da hatamı savunarak kişiliğimi kaybetmek istememek.
insan olamamış şahsiyettir. üstelik çok da bencil olurlar. laftan ve iyilikten anlamazlar. ve asla paylaşımcı olmaz o tip insanlar. uzak durmak gerekir sinir sistemlerin bozulmaması için.